Kadına Vurmayın
Doğumdan gelen bir suda yazılı kaldı adım
Kör tırnak gibi kesilip,atıldığım anlarda
Uzun havaların,o esrik rüzğarlarında,uçuşurdu yazmam
Menzilin ucunda bir kırmızılık yakıştırmış,suretim kendine.
Küçük bedenimin susuzluğunda boğulmuş,
Tanrı dağları gibi dumanlı başım..
Felek mi ters düşmüş benle,
Ben mi feleğe çelme takmışım..!
Ki; itopyasından kovulmuş gözükürüm...
Gözümde kanlı ,gökdelenler inşa edilmiş
Akan her damlam,bir daha asar kendini
Yürüdüğüm içimdeki yolda, bir çığlık gibi çoğaldığım
Titrek mırıltılarda yitirdim
Elinin uzanma umudunu...
Ve haykırıyorum:
Vurmayın-Vurmayın Kadına
Vurmayın o küçücük daha...!
Yırtarak şu mavi-yi,şu berrağı,
Peçelerin karasına boyadılar beni.
Gövdemi her kanatma da,
Bir çeltik attılar,haritasız bedenime...
Işığın kirli isin de kayboluyorum.
Küçüldükçe, küçülüyorum...
Düşlere yatırıyorum,masum çocukluğumu.
Haber almaz sevdalarım oluyor.
Kan la kardeş oluyorum,
Coğrafyamın umarsız topraklarında...
Benden alıp uğultumu, uçurumlara sürüklüyor,
Açılmamış bir tohumun bekleyişi...
Hep rüzğar mı kokar sanırsın saçlarım
Kızıl kan kokar saç diplerim
Sağanak halinde yağan kurşunlara,ıslanmak var,
Pembe kandırılmış,mor hüviyetim de...
Duvar duvar büyüyen,
Ben den büyük gölgelerim var görünmeyen.
Elinden tutuyorum ölmesin benim gibi diye,
Korkularımla sarıyorum,
Üşümesin ,yara tutmaz karanlığım.
Erkek söylemli hayatla,kurşuna diziyorum
(Aklımın kısa,Saçımın uzunluğuna)!!!
Ve haykırıyorum:
Vurmayın-Vurmayın Kadına
Vurmayın o küçücük daha...!!!
Meme başlarından asıyorum,
Beyaz yaslı düşlerimi.
Bin yıllardır dönüp duruyor, işgal edilmişliğim.
Zabıt tutmaz,
Silinen kimliğim oysa,kişilik çıkmazlarında...
Tarih mi sınıyor ,ANA-doluluğumu
Sele kapılan ,kapı numaralarında buluyorum,
Siyah-fotoğrafsız yüzümü.
Kağıttan dağlar çıkıyor önüme
Emiyor tüm MARTI seslerimi
Kırıntılar etmiyor bir lokma ekmek.
Kendime yıkılıyorum.
Yıkıl yıkıl bir isyan büyütüyorum sularımda
Duymuyor kimse,çıplak çığlıklarımı,
Yüzüme inen ,külçe tokatlarda
Cılızlaşıyorum...
Ve haykırıyorum:
Vurmayın-Vurmayın Kadına
Vurmayın o küçücük daha...!!!
Elleri kansız bir katil yaratabilirim
Bir trajediyle emzirebilirim
Kaya dibinden ,düşen ağıtlarla büyütebilirim
Karşıma dikip namluyu serebilirim.
Gözlerinin içindeki , darağacında asarım kendimi.
Bağırırım ,çığlaşırım kör gözlerde
Çığ olur yangınlarım
Ebruli renklerden sıyrılıp ,beyaz beyaz düşerim.
Rüyalarımı sererim efendilerin sofralarına,
Çengileşir zamansızlığımın ,körpeliği
Kendi kan izlerimde kaybederim,
Yeşil ovaların çizgisini..
Yazmamdaki yazıları ben yazmadım oysa...
Ve haykırıyorum:
Vurmayın-Vurmayın Kadına
Vurmayın o küçücük daha...!!!
(Yazmasına kan bulaşmış tüm kadınlara)
yazmalar hep al kalsın👍
Kadınlara söz hakkı veriliyor (muş ) ! Aman efendim o ne büyük bir lütı»f . Bu hak zaten insana verilmiştir ve kadın da insan sınıfına dahildir .
Ne kadına , ne çocuğa ne de kendinden güçsüze şiddet kullanmak güç gösterisidir . Bilâkis güçsüzlüğün ispatıdır . Beyin gücü ile yetersiz kalan kişilerin , kas gücüne sığınmalarının resmidir . Şiddetin özürü olmaz !
[i][b]dayağın hak edilebildiğini nasıl bir zihniyet algılayabilir tamamen bir muamma!!![/b][/i]
bunun esprisine dahi tahammül edemiycem hasan tosun beyfendi..! dayak hakedilmez...
kadına dayağa bende karşıyım ancak öyle kadınlar varki tam dayaklık😆 şunuda söylemek gerekir günümüzde dayak olayı eskiye nazaran çok az artık kadınlarada söz hakkı veriliyor onlarında görüşü alınıyor bu sayede sorunda kendiliğinden çözülmüş oluyor güzel bir çalışma hayal👍