Kahve Buğusu
Çetin geçecekti bu kış belli ki,
Ayvalar her zamankinden daha bol
Ve daha sarıydı.
Mevsim çoktan hazana dönmüş,
Gazale bürünmüştü her yer.
Bir kır kahvesinde
Etrafı sarmaşıklarla kaplı bir çadırvan
Çadırvanın altında iki yabancı insan.
Duygular şaha kalmış
Yüreğine söz geçirememiş,
Bir gece vakti yollara düşmüştü genç adam.
Neydi onu bilinmezlere sürükleyen?
Neyin peşindeydi,
Neden gelmişti buralara,
Yoksa bir sevdamıydı sol yanında çırpınan?
Yürekler mahcup,
Diller lal.
Bir kahveye kalmıştı sohbetleri hasbehal.
Her ikisi de sanki ürkek birer ceylan.
;Nereden başlamalı,
Nasıl girmeli söze?
Ya söyleyeceğim sözleri yanlış anlar,
Olur olmaz bir tepki verirse?
Kahve kokusu istila ederken genizlerini
Bu düşünceler sarmıştı genç adamın beynini.
Nasıl da heyecanlıydı,
Nasıl da titriyordu elleri?
Kahve fincanı yerine,
Önünde duran kültablasına atmıştı elindeki küp şekeri!
Neler oluyor böyle,
Ben neler yapıyorum; diye sorguluyordu bir taraftan kendisini.
Kim bilir belki bir anlık dalgınlık!
Belki de aşkın en yalın hali!
Kim bilebilir ki?
Belki de mechule giden iki yolcunun,
Yollarını birleştiren, kaderin ta kendisiydi!
fevkalade bir çalışmaydı,anlatım çok güzeldi..emeğin değer görsün...👍👍👍
eline yüreğine sağlık çok çok gizemli bir şiir okudum
yarınların umut dolsun zeki kız daim ol
Emeğinize yüreğinize sağlık Safiye bacım.
her buluşmalar aslında bir umuda gebedir
bir beklentiye yelken açar
günül ne kava ister ne kahvehane gönül dostu arar kahve bahane
tebrikler eski yürk fimleri gibi bir tat bıraktı
özledim şimdi
kutluyorum
ENDİŞELİ HAL ANCAK BÖYLE ŞİİRLEŞİRDİ.KAHVENİN KOKUSUNDA KAYBOLDUM.... TEBRİKLER...