Kaktüs Dikenleri
duymazdan görmezden geliyorum
gözlerini,
sözlerini,
kendilerini yitirirken
sisli puslu
salkım saçak kalabalıklar
kucaklarında küflü şuur
kalpleri pas tutmuş
mızıkçılar
sizi gidi tekinsiz varlıklar
ellerini ovuştururken
çiçeğe basıyor
çocuğu eziyor
kuşları vuruyorlar
gözlerimizdeki güneşe
nahoş kokular salarak
gözü dönmüşlüklerle
yalancı tohumlar ekiyor
küçücük insancıklar
salyalarında birikirken kekremsi hırs
çürütüyor egoistlik
sızlatıyor bencillik
yüksek dozda eksiklik
trajikomik haller
derinlerde dağılıyor kum fırtınası
eli, yüzü, dili
beni, seni, onu yakıyor
nurdan uzak sahte vicdanlı
iki yüzlüler
ipleri başkalarının parmak uçlarında
kör kuyulara teslimiyetçi kuklalar
üşütük iradeli dönekler
ayak diplerinde dolaşırken harami gölgeler
had bilmez
saf tutmaz
gittikçe cüceleşen kara yürekler
hasat edilirken hakikat
habisleşir tenlerinde acizlik
üstlerine siner cinnet
çatlatamıyor hesapsız günah
lime lime dökülüyor insanlık
hayret ediyorum,
siz,
ne kadar da çoksunuz
ellerini ovuştururken çiçeğe basıyor çocuğu eziyor kuşları vuruyorlar
Ne acı ve ne kadar gerçek keşke şiirlerde bile olmasal,olamasalr...yüreğinize sağlık duyarlı bir şiirdi...sevgilerimle
İnanın bugün kaktüs dikenleriyle doluydu her yer,
Hani batarda uğraşır uğraşır çıkaramazsın çünkü bitmez, işte öyle..
Yine de dilim durmadığı için biraz rahatım🙂
Kaktüs çiçeği versem hepinize,o güzeldir 🙂
Teşekkürler...👍
Çoklara dair,çok güzel bir şiirdi Haticeciğim...isyan ve gerçek kolkola girmiş ve sürüklemiş duyguları,yüreğine sağlık...
ewwettttttt,
tahmin ettiğimizden de çoklar,
sanırım bu karakterin tanımlaması ancak böyle yapılırdı,
yerli yerinde dokunulmuş,
bazen bunlarıda görebilmek lazım,
tebrikler efendim,,,
Güne düşen şaire saygılar.. 👍 Güzeldiiii