Katre-i İntizar
Çünkü o ailesi içinde sevinçli idi.
Hiç Rabbine dönmeyeceğini sanmıştı. (İNŞİKAK/12-14)
onur, vicdan, haysiyet yoksunu insan müsveddelerine...
dehrin elbisesini, ağır ağır çıkarıp
mabedine uzanan, yolcuyu bilmez misin
kul hakkını sorulmaz,menzil bilerek varıp
avlusunda gezinen, kolcuyu bilmez misin
kanadından vurduğun, serçeyi unutsan da
kuş dilinden anlayan, falcıyı bilmez misin
alnına dokununca, iblisin kor busesi
üstünden çıkardığın, iffetin elbisesi
uluorta saçtığın, o haysiyet kesesi
ah boşa heba etmiş, ömrün onca nefesi
dilde zehir zemberek, harfleri avutsan da
gül özüyle çağlayan, balcıyı bilmez misin
insan-ı kamil olan, bilmez nefsin yadını
ol maşuka adamış, dinmeyen feryadını
takva ile doldurur, ömrünün miadını
sen nerede kaybettin, tanrıya biadını
sesimi mühürleyip, çığlığımı yutsan da
lâl erbabı o arzu-halciyi bilmez misin?
yıllarca boşa umdum, senden gelen nusreti
koptukça yaradandan, gönül tattı hasreti
vahdet-i vücud o'dur, bizler o'nun kesreti
vurduğun hiçbir düşün, dünyada yok diyeti
sevinme cehennemin, ummanına atsan da
ellerimden tutacak, salcıyı bilmez misin
kan oldum kandan içre, içmeye doyamadın
can oldum candan içre, göçümü duyamadın
siyahı reva gördün, maviye boyamadın
zincirim elindeydi, başımı eğemedin
diken olup atımın, ayağına batsan da
onu çekip alacak, nalcıyı bilmez misin
şeytana kulluğunu, en ulvi iman sayıp
nebinin va'dettiği, iremi güman sayıp
allahın kelamını, hikaye roman sayıp
cihanda üç beş günü, ahirden zaman sayıp
ruhunu yalanların, girdabına katsan da
beşer olma yolunda ölçüyü bilmez misin?
sarayların irşadı, ne anlasın haraptan
tanıyamaz kokuyu, akseyleyen turabdan
ne kuldan utanması ne korkusu var rabb'dan
bir gün uyanacaksın, daldığın o seraptan
ömrünü peşkeş çekip, bugün an'a satsan da
can almakla mükellef, elçiyi bilmez misin
'Mazlumun bedduasından sakınınız. Çünkü onun duasıyla Allah arasında perde yoktur.'
(Buharî, Müslim)
aralıkikibinonbir
a n k a r a
alnına dokununca, iblisin kor busesi üstünden çıkardığın, iffetin elbisesi uluorta saçtığın, o haysiyet kesesi ah boşa heba etmiş, ömrün onca nefesi dilde zehir zemberek, harfleri avutsan da gül özüyle çağlayan, balcıyı bilmez misin
insan-ı kamil olan, bilmez nefsin yadını ol maşuka adamış, dinmeyen feryadını takva ile doldurur, ömrünün miadını sen nerede kaybettin, tanrıya biadını sesimi mühürleyip, çığlığımı yutsan da lâl erbabı o arzu-halciyi bilmez misin?
yıllarca boşa umdum, senden gelen nusreti koptukça yaradandan, gönül tattı hasreti vahdet-i vücud o'dur, bizler o'nun kesreti vurduğun hiçbir düşün, dünyada yok diyeti sevinme cehennemin, ummanına atsan da ellerimden tutacak, salcıyı bilmez misin
ders çıkarılması gereken ustaca bir anlatım..
yüreğinize sağlık Ayşe hanım