Keşmekeş
-sokak arası yalnızlarına ithafen-
hadi bir pencere aç başımın üzerine
sen diye örtüneyim bulutları
kül renginde
belki şu kent hastalığında imla hatasıydık
şafaklar, şafaklar
nice şafaklardan medet ummak yanlışında
yanıldık
soğuk rüzgarlar içip kadehlerce
elleri kayıp geceye
yaşama çağını çoktan geçen şiirler
virgül aralarına tükenişler adamalıydık
hadi bir türkü ilikle dudaklarına
öyle sarılayım sımsıkı
ah Istanbul
bizi asfaltına döken şehir
hiçliğimizi çiğneyip çiğneyip tüküren
sarmaşık, zehir
yine tek sana borcumuz
yaşamak adıyla
ve elbet çarpa çarpa birbirimize yitiyorduk kalabalık korkusuyla
yollar ateş böceklerinin aydınlığınca
an kelebek intiharı genişliğinde
ufkumuz çeşme suları bulanıklığında
tütünümüz eksik
saçlarımızda arıyoruz
alnımıza kazınan şiirler
asla dönmeyecekleri bekliyoruz
hadi doğrult beni karanlığa
gözbebeklerimi kilitle koyu laci bakışlarına
kenarda bir köpek leşi
çocuk ağlamaları
ruh bedenin katlinde
saçları birbirine giren yorgun hüzünler
kolları bacaklarıyla yer değişen insanlar
anlamsız
anlamsız bir karışık olma durumu
hadi bir türkü ilikle dudaklarına öyle sarılayım sımsıkı
aferim metin ,
şiir çok bütün,
sevgiyle kal...
hatırlattı unutmaya çalıştıklarımdan...
her zamanki gibi çok özel bir şiirdi...
saygılarla...