Kifayetsiz Masallar/ Toprak

Gün devrini tamamlarken teslim oldu sinsi şehir yağmura...
Mayası toprak âdemoğlu, sığınacak saçak aradı harıl harıl.

Göçmeye meyilli sevdalar henüz kanat uzatamamışken semaya,
Görmeye tahammül edilmez bir ruh çıktı karşıma...

Kör oldu geçmişim,
Geleceğimin hepten aklı kayıp...

Haberi olsun cümle alemin;
Kullanacağım cümlelerin çoğunluğu
Kimine göre ayıp...

Çoktan siktirettim kapımı çalan karabasanları.
Bayram çocukları kılığında
Kapı eşiğine dayanarak gözlerimin içine bakan tüm hüzünleri,
Avuçlarına gözyaşları doldurup geri yolladım...

Laf arasında,
Akide şekerleri tavan arasında beni beklemekte...
Bende artık masum değilim
Bu böyle biline...

Çilingir sofralarının aşikâr muhabbetlerini özlüyorum bu aralar.
Yalnız değilim aslına bakarsan,

Bölünmüş kişiliklerden kendime yeni dostlar edindim.
Ayırt etmeden her birini sırayla başköşesine oturttum ömrümün.

Bir utangaç halini beğenmedim.
Herkesin takdirini almak için saman altından su yürütecek kadar riyakâr.

Ama o kimselerin tenezzül etmediği hafif meşrep olanı var ya...
Bir dinleseniz,
Neler gizli aklının kilitleyip sakladığı sandığında...

Açtığınızda küf değil lavanta kokusu yakıyor genzinizi aslında.
Aşklar,
Kırgınlıklar,
Ağlayamayışının verdiği ızdıraplar...

Hiç birini atmamış.
Güve inmez bunlara diyerek naftaline de boğmamış...

Hepsi ilk günkü gibi duruyor,
Ve kıyıya köşeye de birkaç kahkaha sıkışmış...

İmrendim;
Suretin aslına üstün gelişinden işkillendim.

Yokladım beynimin kıvrımlarını,
Yaşamak adına tüm hatıralarım silinmiş...

Terkedilmişliğin ağır kokusu sinmiş o çok sevdiğim deri ceketimin üstüne.
Sinir bozucu saat tıkırtısının geçmişine en galiz küfrü sallayıp,

Anason serinliğine serdim dilimi...
Daha söyleyeceklerim var çünkü...

Ulan,
Ulan sen beni nasıl bu hale getirdin diyeceğim mesela,
Hele az sarhoş olayım,
Yapışıp yakasına silkeleyeceğim o içimden çıkan
Ve görmeye dayanamadığın kadınların bakışları arasında.
Ne yaptın bana?
Ne yaptın da onüç yılı bir anda unuttu bu iflah olmaz hafıza...

Görmüyorsun;
Birden tutuyor bu ağlama nöbetleri...

Korkunun ecelle arasında ki bağın derecesi ilgilendirmiyor beni ama,
Yinede korkuyorum...

Histeri nöbetlerine denk aslına bakacak olursan...
Ha nihayetinde hepsi delilik belki ama
Bu başka bir çeşidi...

Yorgun düşmüş bir kalbin
Kırıklığından dem tutan gözlerin zarafetinden bahsetmek
Ne kadar büyük bir talihsizlik...

İyiliğine rağmen maraz doğuracak günler sıralanmışken
Katar misali ard arda,
Ellerinin sıcaklığına kaçabileceğim hiçbir tebessüm bulamıyorum.

Gökyüzü güneşe rağmen griye çalmaktayken gözlerimi
Özgürlüğe süreceğim martı kanatlarını yolup atma vakti gelmiş demektir.

Ağaç kavuğu içine gizleyeceğim mısralarımı biriktiriyorum
Geceye düşen yüzünde günlerin...

Dip not olarak düşebileceğim birkaç damla gözyaşım var,
Birde çoktan gücünü yitirmiş söylemlerim.

Sesim kısık,
Deliliğimi işaret edecek hiçbir çığlık duvara çarpıp geriye dönmüyor.

Yüzüm soğuk,
Yüzüm yüzüne hasret...
Yüzüm...

Kırgınlığımı nasıl anlatabilirim ki
Her bakışın yatağından fırlamış bir mermi gibi şakağıma dayanmışken,

Lanetlemek bir şehri
Ya da paçasına yapışmak geçmişin,
Nihayete ermiş sözcüklerin hükmünü geri getirmez ki...

Özgürlüğü bir güvercin gagasına tutuşturulmuş zeytin dalında
Aramayacak kadar gerçekçi bakabiliyorum hayata.

Karamsarlıktan edinilmiş ehramla yokluğunun tavafındayım bu mevsim...

Kanını akıtabileceğim birkaç nazarın kaldı zihnimde,
Birde hala seni yazmaktan usanmayan parmaklarım.

Dilim tutuk,
Gözlerim bakışlarını en son çıkıp gittiğin kapı eşiğine asmış,
Geriye sadece bu birkaç kelime kalmış
İstemsizce dökülen...

Susmuşum, asırlarca konuşmaya denk düşecek dinginlikle...


Masamın üzerinde duran
Küçücük saksıya sığmış can kadar olamayışıma isyanım,
Yeşeren her yaprağına hınçla bakıyorum.

Eğer keramet sabit kalabilmekse reva görülen bir parça toprağa;
Bana sunacağın memleketi hayal ediyorum,

Düşlerim sana ait olacağım günlerden yana...

Varlığınla yarattığın yokluğunda
Beni sevdiğin günleri özlüyorum...





Aralık'2009 Aydın...

03 Aralık 2009 176 şiiri var.
Beğenenler (21)
Yorumlar (12)
  • 15 yıl önce

    Şiir buldum; açayım:

    Hiç hızı kesilmeden, hatta git gide hız kazanan bir tempo ile, sekteye uğramadan; asla saçmalamadan, istemdışı bir düzenle yazılmış... Her satıra bir isyan, bir düş, bir özlem bırakarak, kıyıya ulaşma telaşıyla dağ gibi büyüyen dalgalar misali şiir! Kayalıklara çarparken de şiir; masum geri çekilişlerde de şiir..

    Abartı olur korkusu taşımadan, çalakalem bir şeyler yazmak geçiyor içimden..de, boğarım şiiri, ya da bilinçsizce incitirim diye tedirgin oluyorum.

    Düşündüklerimi yazdıktan sonra, tekrar baştan alıp, ve hatta sesli okuyarak, günü "şiirle" noktalamak niyetindeyim. Kutlarım şair; şiir bulmak ne güzel!

    TaktirimKalsın..

  • 15 yıl önce

    kelimeler kelebek narinliğinde uçuşuyor.

    güzeldi,derinlere işledi..

    sevgiler

  • 15 yıl önce

    Her insanın bir yitirilmişliği vardır bir unutulmuşluğu kaç yılın onca yaşanmışlığın bir önemi yoktur mevlana'nın dediği gibi "azıda bir çoğuda bir" ki uzun yılların getirisi vefa olmamıştır hiç bir zaman çünkü toprak suyu almış ve filiz artık eskisi kadar kışa direnememektedir

    o yüzden şiirin ardı iyi okunmalı derim ayrılık aslında aşk'ın tek kişilik evrimidir bir yerde ve doğal seleksiyon hesabı fazlaca sürmez çünkü her ayrılık yeni bir başlagıcı taşır bavulunda

    ha gelelim hoşumuza gitmeyen kelimeye ki... Türkiye gibi küfrün fibine vurulduğu bir ülkede pekde fazla kulağı tırmalamıyor ama elbet itiraz edenler olacaktır ama ne demişler "argo dilin havuzudur" ama gerçekten öyle :)

    şiiri kutlarım

  • ah... yine üst perdeden bir şiir... :) hem mahcup hem hayranınızım vesselam :)

  • 15 yıl önce

    Birikmiş bütün sevdaları yüklenmiş

    Getirip sayfaya bırakmışsın sanki..

    Dolu dolu bir şiirdi Aylin..

    Kutlarım