Kim Demişti Sana...
Kim demişti sana git diye
Sana âşık binlerce benden biri mi?
Sadece git demiştim yüreğimde bittin değil ki
Her dokunduğunda eridiğim ellerini tutabilseydim
Sonsuzluğu tattığım tenine dokunabilseydim
Tutkuyu hissetseydin gözlerine bakabilseydim
Gitmelerin acımasız yollarına çıkar mıydın?
Kim demişti sana git diye
Dilimin ucunda kal varken
Gurur denilen kıskaçta kelimelerim ezilirken
Gözlerimdeki sağanakları ertelerken
Hangi ben demişti sana git diye
Sana seni seviyorum diyebilseydim
Ölümlere mahkum edişini haykırabilseydim
Bir buse kondursaydım boynuna sarılabilseydim
Anıların üstünü bir çırpıda çizer miydin?
Kim demişti sana git diye
Bildiğim tüm yollar sana çıkarken
Sen olmayan yaşamı unutmuşken
Şiirlerime kan damlamışken
Hangi ben demişti sana git diye
Canım yanarken sensizliğe şimdiden
Kıvranırken benliğim sancılarında yokluğunun
Saçlarım sökülürken tam dibinden
Dönüp ardını unutup söz verişlerini gider miydin?
Söylesene
Kim demişti sana git diye
Sana aşık binlerce benden biri mi?
Gidecek misin...
11 Haziran 2008
Hamiyet Göz
İşte aşkın düğünü bu. Umut , sevgi çağrı... Nasıl da renklenmiş sözcükler ve onun ağacı olan şiir; ayrılık değil; hüzün değil, kaçış değil ,cesaret var. geçmiş değil gelecek değil an var. Düş değil masal değil gerçek var. Tavır değil, rol değil ruh var. Şiirin uzun süredir takipçisiyim. yağmuru, bulutu, gözyaşlarını anıların verdiği acıları, yakomozların kayıp gittiği dizeleri, küskünlüğü hep sende seninle bütünleşmiş gördüm. Ya şimdi...Kıskanma var, ama aşk var. Özleyiş ve istek var. Sabahın tan vakti gibi ışımış duyguların. Güneşin ufuktan allığı görünüyor. Şiir sana yakışıyor demiştim.