Kızgın Kırmızı
Eylül gülümsemesi asılı yüzüne
Buruk şarap tadında lâl dudakların
Hasadı toplanmış
Dalgası ehli
Dağınık, üzgün saçların
Cama çizer hüznün buğusunu zarif parmakların
İhanetin rengi damlar kan rengi ojeden
Yer - gök kızgın kırmızı!
Kırgınlığın damla damla yağar
Islatmaz senden başkasını
Bırak!
Kendi nefesinde boğulsun maskeli yitik yüzler!
Naif duaların yankılanır evrende
Tanrı'nın elini bırakmasın çocukluğun
Ruhuna seslen!
Sıkıca sarılsın bedenine
İçsin masumluğunu şifa niyetine
Bir boy daha çoğal
Aynada gördüğün yalın gerçeğe güven!
Dilin anlatamasa da seni
Duymasını bilene kalbin fısıldar!
Üzerindeki güz örtüsü daha az acıtsın istersin
Mevsim soluğunda efsun
Huzursuz düşüncelere gebe ruhun
Doğmamak için kaynar ölesiye
Sancılarını çoğalt!
Doğur ki arınsın vücudun
Ardından, göm diri diri seni acıtan her şeyi
Mezar taşına yaz tırnaklarınla
K ı z g ı n k ı r m ı z ı
/Kendi karanlığınıza ektim sizi
Yeşerin katran güle
Güle güle!/
göm annecik göm hemde en derine... :(
bahar geldi sen ? nereden çıktı bu şiir şimdi :(