Kızıl Göl Öyküsü

Altın sarısı saçları rüzgarla bir oyana bir buyana gidip geliyordu.
Gözleri ufukta aklı bizdeydi.
Hiç bu kadar dalgın olmamış
Adımlarını asimetrik atıyor
Yüz mimikleri ise içinde kopan fırtınaları dışa vuruyordu...

Bir ara dilinden keşkeler peş peşe döküldü.
Kalbine söz dinletemiyor
Ruhunu dizginleyemiyordu.
Aşk girdabında kaybolan benliğini bir türlü bulamıyordu...

Gurubun kızıllığı göle rengini vermişti.
O, her sabah kıyısında düşlere daldığı
Sırlarını yalnız ona açtığı göl...
Keşke hiç sevmeseydim dedi uzun bir suskunluğun ardından
Sonrası yine aynı sessizlik...

Göl, o kadar berrak ve duru idi
Ki, dibindeki çakıl taşları parıldıyordu.
Aslında gölde O'nun gibi derin ve sakindi.
Belki de bu sebeple birbirlerini anlıyor
Karşılıklı açılıyor, dalga dalga paylaşıyorlardı
İçlerindeki tüm gizemleri...

Sabah hasbihali yetmemişti anlaşılan
Akşamın sükuneti çağırdı yine O'nu
Gördükleri karşısında şaşa kaldı.
Sabahki duru ve yeşil göl gitmiş
Yerine kızıl ve kızgın göl gelmişti...

Altın sarısı saçlarını elleri ile topladı.
Ve sen benim tanıdığım değilsin
Nerede o berrak ve duru göl?
Nerede yeşil suskunluğun?
Nerede sırdaşım dedi...

Sonra döndü ve adımını atar atmaz
Sendeledi ve yere yüz üstü düştü.
Tam o an gölde de bir hışırtı bir kıpırdanma oluverdi.
Güneşin batması ile göl karanlığa gömüldü...

Altın sarısı saçları çamura bulanmış
Dudaklarında son bir söz askıda kalmış
Öyle ki, göle son kez bir sırrını diyecekmiş;
Unuttum ve artık sevmiyorum...

Göl de fark ettiğinden gurubu, kızıllığa bürünmüş
Kızgın bir suretle dön git söyleme demiş
Sevmezsen bu kalp dayanmaz diyecekmiş
Ki, güneş batmış karanlıkta kaybolup gitmiş...

21-12-2012

25 Aralık 2012 181 şiiri var.
Beğenenler (4)

Henüz beğenen olmamış...

Yorumlar (6)
  • 12 yıl önce

    👍👍😙Öykü tadında ki,şiirinizi kutlarım👍👍👍