Kızılırmak Düşleri
Her akşam vaktiyle beraber
Kızılırmağa düşer gözlerim.
Eskimiş bir maviden kopup gelen,
Hüzzama âşık bir ilkbaharın,
Titrek elleriyle yokladığı,
Karanlığa düşer gözlerim.
Yakamozlarda bir turna balığının,
Solungaçlarında filizlendi umut...
Yüreğimin yemyeşil yosunlarından,
Aykırı bir anaforun girdabında,
Gözyaşları karıştı!
Sığınıp bir köprü altına,
Kıyıya çekilmiş sandallara inat,
Hicrana hicran katar gözlerim...
Ve... Artık çorak topraklardan,
Kızılırmağa akar gözlerim!
Sanki kıpkızıl sularda hala,
Hala; onmamış bir çıban sızlar!
Uyur eli yüreğinin üstünde,
Gelinliğiyle boğulan kızlar
"Kızılırmak nettin allı gelini"
Hicranını hıçkırır sazlar.
Oysa ben...
Kızılırmak kıyısında bir selviyken,
Daha on yedi yaşında bir çocuktum.
Yüreğimde eski bir sevda yarası,
Ve...Artık hicranımdan hicran katmaktayım.
Sapsarı gazellerle tarumar,
Hüzünleri yorgan yapıp,
Kuş tüyü kederlerde yatmaktayım.
çorak toparaklardan akıp gelen deli bir ırmağın sesini duydum okurken.. hüzün mısralarda kalsın.. tebrikler sevgi ile
Çok güzel ve insanı geçmişel bugün arasında gelgitle e sürükleyen bir şiirdi ve ritmi vardı...Yürek coşkumuz olsun hala...Pes etmesin..