Körlük
gözlerin üzerine ölü yıldızlar toplanacak
irisin ay dönümünde imdatsız kararacak
ve sen
bakmayı değil
görmeyi bir türlü öğrenemediğinden
dünyanın yakın ucunu bile fark edemeyeceksin
ufuk çizgisi simsiyah
kaybolanlar köprüsü altında
gümüş sakallı
uzayın oluşumuna eş yaşı
kundaklık avuçları ile
bir sokak şairi cinnet geçirecek
gökten damla damla
şakağına kazıdığı şiirler
kendi kanıyla
onu yutacak, alıp içerisine
sen göremeyeceksin
ufuk çizgisi simsiyah
gece gündüz salıncakta sallanan
bilekleri narin
bilekleri ipince
hep ismini bilmediği kadınları seven
hep
kendi ismini nüfustan silen
upuzun koyu bir intihar
son kelepir öpüşlü
çatlamış kadehi
büyük bir şevkle
koyverecek eminim kendini
sen göremeyeceksin
ufuk çizgisi simsiyah
üzerine gazeteler kefen edilen
salt sol kolu dışarıda
o yalnız kolu
güneşi selamlayan
sökükler dokulu etraflıca
yarım yamalak bir düş
kayıp ilanlarının kara borsasından
ölüm ilanlarına düşecek
sahibinden kırık
sahibinde satılık
sen göremeyeceksin
ufuk çizgisi simsiyah
dudakları yakan eksi
eksik bir musikinin
en hüzünlü esi
usul usul yakacak
usul usul
bitirecek kendi kendini
önce
en lütufkar notasından başlayıp
sonra
sonrası yok işte
sonrası ayrık, aykırılık
sunu
görmeyi bilmediğinde
siyah
simsiyah bir körlük inecek
topraktan yüzünün hüznüne
sen göremeyeceksin
Dilin kırağı tutmuş yanı ilikledim gözlerime ve yüreğime dizelerini şair.. Sevgim ve tebriklerimle...