Kuklacıyla Prova Molasında
Ve alaşağı edilmiş düşünceler arasında sana denk geliyorum kuklacı. Avuçlarımda ritminden yoksun üç beş şarkı, bir de zatürre var öldürmeyeninden. Durmak bilmiyor ayaklarım... Nereye ve niçin ve ne uğruna koştuğumdan bihaberdim. Sahi insan, kendini bilir mi hiç kuklacı? Yoksa bütün oyun, görünmek istediğimizin bir yansıması mıdır sahneye?
Duygularım döküyor yapraklarını kuklacı. Ayaz vurdu vuracak gözlerimin ıssız bucaklarına. Ağlamak isterken, gözyaşı dökmemek adına bir şeylerle avunuyorum. Yeterli olmuyor yutkunmak... Süngü yarası bu, barut kokuyor biraz, biraz yalan biraz da ıstırap. Sahi ağlamadan kapanır mıydı bir süngü yarası kuklacı? Parmaklarımın ucunda dağınık uyuyan yıldızlara ve sessizliğine mavilerin, hangi birimiz son verecek, hangimizin eli girecek taşların altına?
İşitiyor musun kuklacı? Bir müfreze düşün ki üniforması olmamış, ayakları soğuk nedir bilmeyen. Böyle bir müfreze mümkün müdür? Kalabalık bir gürültüden başka kimin kime ne faydası dokunur? Bütün o mazur bakışların altında, ne mektuplar ne özürler saklıdır bilemiyorum. Bilemeyeceğiz de kuklacı...
Dönelim mi biraz.. Aşka değinelim. Aşk bir hastalık mıdır kuklacı? Yoksa anlamsız bir ıstıraptan ötesi mi var? Sevmenin o güzel sularında nasıl acı çeker bir insan. Üzülüyorum çoğu zaman kalanlara. Her biri bir yaşlı çocuk misali... Hani bir çaresizliği olur ya yavrularını yitiren kırlangıcın, hani bir beklentisi kalmamıştır ya ölümün fısıldadığı hastaların, bir farkı yok yarım kalmış kişilerin bunlardan. Yap-bozu tamamlayacakken, ücra bir parçasını kaybetmenin hüznü var soluklarında. Sahi böyle bir duyguya hastalık demek aşk demeye nispeten daha uygun değil midir?
Provalar sona ermekte kuklacı. Sokaklarda bir ayyaş bir de ben, ruhumu arıyoruz köşe köşe tefecilere kaptırmadan. İnce bir yağmur ıslatıyor yerde saklı bütün anılarımı. Bir yalnız, bir pişman, bir de umut var kavga eden. Ben hangi kavganın yancısıyım kuklacı? Hangi kör kurşun bulacak beni? Bir kelimenin başlattığı ıstırabı hangi bir başka kelime son verecek, bekliyorum.
Beklemek uzun...
Tebrik ederim kardeşim. Kalemin güçlü, imgelerin yerinde, sağlam adımlar atıyorsun. Şiirini çok beğendim ama ufak bir eleştirim var iznin olursa. Şiire "Ve" ile başlamışsın. Naçizane önerim. Hiç bir şiire "ve" ile başlanmamalı. Çünkü öncesi var da, kesilip atılmış ve geri kalanından devam etmiş gibi görünüyor. Tekrar tebrikler.
Güne düşen bu güzel şiiri kutluyorum üstadım. Kalemin daha da güçlü hale geldi. Yolun açık olsun. Sağlıcakla esen kal.
Hasan Aydın henüz 21 yaşında hukuk öğrencisi,şiirlerini okuyorum,verdiği emeği,şiir sevgisini hissediyorum,sürekli okuyarak bu yolda ki gelişimini ilgiyle izliyorum. Bu yazdığı şiirle;şiirin sürekli gelişen ve kendini geliştiren bir biçimde olduğunu göstermiş oldu. Eski şiirkolik,şimdi de edebiyatla’da bir hafta ara ile güne seçilen ilk şair olarak kutluyorum.
Hasan beyin kaleminin çıtası çok yükseldi artık .Mensur şiire çok güzel bir örnekti içtenlikle kutluyorum şairimizi
Aşk birzcikta ruh bunalımı Kutlarım güzel kalem