Kuşatma Miladı
bu sevgi dört yanıma demirli
bu sevgi akrep gibi zehirli
dilsiz
ve derinden soluğumda söz
şehâdete tehirli
aylardan mayıs
bu ay döküm ayıdır
çağlayan suyunu döker
bulut yağmurunu
beynimin uğrak yerlerine saklanır sancı
velev
bir türlü aklanmayız
mayıs
doğuma iki kala
en aşinâ semâlardan hüzün toplamaktayız
bu sevgi
kuşatma takviminin miladı belirsiz fermanı
fermanım insan elinde riyâ
fermanım ki ak düşümde iman
iman yağıyor kahperengi topraklara
bilinir
aldırmayız
mayıs
deminde
kuşlar ürkekçe
dallar titrekçedir
bilinir
dönüşsüz gecelerde her yürek
mayınlanmış öfkedir
sevdan
sevgilim
çelikten surlar ördü kuşatmalara
kaç vurgun yokladı
kaç sürgün akladı
her telini
bilinir
bilirim
gerilsen de bin çarmıha
bin İsa'ya sancılıdır
dirilişin
bilirim çileni
ağlama
güz gülüşlüm
bilirim
evliyalar akreplemiş düşlerini
işte
onun için kırık döküktür gecelerimiz
onun için ürküttük mihrâceyi
ve onun için uyumadık biz
onca geceyi
kutlarım👍
Bulut Kara yanlış anlamadık kelimeni lakin bir konuda bizi aydınlatırsan çok sevinirim faişeler parasız fahişeler paralımı olurdu :)
Eleştiriler ve yorum için çok teşekkür ederim keyif duydum okurken Ama bir ara tartışırız bu konuyu.
Sevgiler
Ve final yaşamsal sayıklamaların her dilde farklı ifade şekli olsa da döngü bir daire içinde evrenin parçası olduğumuzu, merkezi olamayacağımızı, hayatta verdiğimiz mücadelelerin amaçlarımız ve çıkarlarımız olduğunu bir kez daha yüzümüze yansıtıyor. Hal değişimlerini hangi hızla gerçekleştireceğimizi zaman içinde öğrenebilme yetisine sahipken biz hep aksine ilk'e takılışımız ve tökezlememiz kaçınılmaz oluyor. Oysa merkezi hayat alarak döngü içindeki yerimizi alırsak ve dönüşümlerdeki her ilk'i bir başlangıç noktası sayarsak ne acı çekeriz ne de duygularımızı köreltiriz. Çünkü ilk duygular ve onun üstünden beslenen sevgi dediğimiz yüce olgu tekrar ilk gibi yolculuğuna çıkabilmelidir, yeter ki bizi durağan kılmasın. â??Duyguların faişesi olmaktansa sevginin kölesi olmak gibiâ? (aman bu son sözüm yanlış algılanmasın)
Yer yer şaire dokunsam da şundan eminim ki bu şair iyi yazar ve haddimi aşmadan kendimce yorumladığım bu şiiri düşündürdüğünden dolayı sevdim derim.
Tebrikler şair'im 😂
Daha çok şiirin göbeğine indikçe bir öfke ile karşı karşıya kalıyoruz. Yer yer çok bağırıyor. Ayrıca şiirin içinde â??Kuşatmaâ? kelimesi iki kere geçse de girişte de aynı eyleme bir vurgu yapılıyor. Mayıs'ı anlarım ama kuşatma için aynı şeyi söylemeyerek (tekrarın tekrarı gibi al sana bir duvar daha) derim. İmla olarak sınıfta kalan ve gereksiz şapkaların kullanıldığı bu şiirde biraz da keyif alarak söylemeliyim ki; daha iyi şiir beklerdim. İmge ve betimlemelerin hoşluğunda şiirin sonuna doğru inerken â??bilinir ve bilirimâ? gibi tekrarın tekrarları şairin kelime haznesi çok geniş olduğu halde ifadelerini tek bir kalıp altına sokması ben de ayrıca bir duvar hevesi daha oluşturdu.
2
😡Rüzgar...
Şiirin bir başka yüzü... Bu şairi aslında şöyle bir duvara çarptıktan sonra şiirini okumak isterdim. Çünkü başka türlü kendine gelmeyecek 😡 girişteki çaresizlik gibi duran anlatım hem içinde bulunduğu durumu hem de bundan tuhaf bir keyif aldığını anlatıyor. (Şehadete tehirli) sonralara öteleyerek ilk'i ilke haline getirerek hep onun gibisini arıyor olsa da maalesefler felsefi öngörülerin önüne geçemiyor. Mayıs ayının özel bir anlamı olmalı yaşadığı ilk de. Karların erimesi buzların çözülmesi daha çok bir beklentiye itiyor. (â??velevâ? için ayrıca bir duvar daha diyor ve devam ediyorum.) bağlar, bahçeler, kırlar bayırlar bu ay'da uyanmış ve hatta çoğu çiçek polenlerini serpmiş ve hatta doğadaki insan dışındaki tüm canlılar üreme döngüsünü tamamlamış oluyor. Sanırım şairde tık yok hala. Ve bundandır ki mayısın şiir içindeki yeri çok başka yönlere çekilebilir bir hal almış.
1