Kutsanıyor Günahlar!

Mola sancılarında aşk...




İpleri boğazına geçmiş yalnızlığın kucağında can çekişen hatıralar
Gül gazel okur durmadan bülbüle inat
Gece çökünce karanlık, yönünü şaşırmış bulutlar
Ay, katrandan oku sapladıkça
Ne güneşte hal kalır sabaha
Ne de gözlerde bir damla yaş
Kutsanıyor günahlar...




Sevda artık ihtimal dâhilinde mi?...




Yalvarmak boşa sanki yüreğin kızıli eteğinde
Bilir ki dağ yamacına yaslansan şikâyetin olmayacak doğacak sabahtan
Az çok demeyecek ibadetini yapacaksın aşka
Gün batarken yine düştün aklıma!!
Kapadım gözlerimi hatıralar oynaştı tavan aralarında...
Bir mum yaktım sevdiğim sensiz akşamlarıma
Şimdi yak ne varsa! yak ki karışsın içimdeki harlanmış acıya...




Gözler masum mu dersin!!





Her bakışımda bir kere daha yanıldım sana dair
Oysa ne çok şey birikmişti yarına
Yaşayacak ne çok şey vardı kaybettiklerimiz gibi
Hangi düşte düştün aklımın ücrasına?
Hangi iklim çaldı sesini?
Çok mu uzakta kaldı aşk?
Dönülmez mi gidişin?
Bir umut daha istesem beni acının kucağına iteceksin...




Vazgeçmek kolay olmuyor...




Ser'e çalınca ayaz kor düşüyor yüreğe
Anlamını kaybediyor sözcükler ne varsa yaşanacak
Bir de bakıyorsun elinde oyuncak olmuş umutlar
Sanki kapasan gözlerini ve ellerini açsan
Yeşil dağlarda sarılacaksın özlediğin ne varsa
Derelerden geçecek kalbin
Sonra çağlayacak hiç durmadan
Sahi bu aşk olsa gerek...




Anlamını unutalı çok zaman geçti
Bir daha dilesem seni getirir mi, rüzgâr nefesin(m)i...




Kim bilir hangi bağlamanın telinde şimdi ezgilerim
Zikretsem seni sevda içimde yeniden yeşerir mi?




Ya da kal öylece olduğun yerde
Yeni diyetlere hazır değil içimde kalan bilmece...




Hoşça kal sevdiceğim hoşça kal...!!!



İnandığın ne varsa sen onlarla dostça kal
Ben yarım kalmış ezgimin tınısını mabedim saydım
Haberin var mı?...