Lacivert Ağıt
------
---İncecikten bir kar yağardı
İncecik bedenlere
Ki içlerde inceydi
Giyeceklerde..
Sesleri inceydi ve duyulmazdı
Sözleri de inceydi
Söylemleri de
Şarkılar söylerlerdi hüzün üzerine
Bazen de türkü
Ritimler inceydi, besteler hüzün..
Çığlığımın k/asıldığı yerdir
Şakağımı yakan güneş
Gözlerime tutunan ay
Saçlarından dökülen yıldız
Bulut bulut gözlerim
Sağanağında öldüğüm bir ba/har/dır...
Gecenin kör yarasını aldım avuçlarıma
Ne çok acı verdiler
Sessiz vardiyaların kart basım z/amanı
Uykusuz bir çileyi aynaların koynunda bıraktılar
Eylül terk ediyor saksıdaki hazanı
İçimde yağan s/sğır bir teslimiyet
Niyet kuşlarını vurmuşlar
Kör bir kurşunu dile getirerek
Kısır artık tüm fallar..
Parmaklarım simsiyah ey bakışlarımın yanılgısı
Sen bakma ak şiirler aktığına
Gölgeleri vurduğum günden beri
Nedense güneş ışıkları teğet geçer oldu hep c/ismime
Post modern bir darbe bu
Yüreğimin kibrini ikiye böldüler
Şimdi akşamcı bir ses çığlığı içimde
Kırık bir sandalyenin
Sarhoşluğunda uyku dinliyorlar
Kıvrılmış ayazlar öksüz
Nedense bu kış gecesinde
İçime ısmarlanmış hüzünleri
Sessizce demliyorlar
Nasıl bir aşk yasası bu
Vurup tokmağı ve kırıp kalemi
Yüreğin en derin yerinde ölümle mıhlıyorlar
Lacivert kağıtlar serpmişler
Su yataklarına
İsmi belirsiz katiller üşüşmüşler
Aklanmak için
Sarhoş mu bu akan ırmak ne
Bilinmez bir tuzlu denizi yol biliyorlar..
Lacivert bir ağıt bu
Gecenin hüzün senfonisine
Ağıtlar hep hüzünlüdür hayat dairdir hayatın içindendir tıpkı insanlar gibi yaşananlar gibi...😅