Lâl Mektuplar 2
Buğulu camdan, bir cana...
Meçhul bir zamanın kaçak yolcusuydum
Kaderime yürüyordum adım adım
Şehirler arasına sıkıştırılan yokluğunda
Cama yaslanıp usulca ağlıyordum
Yollar tenhaydı, iklimler soğuk...
Göçebe sancılar yerleşiyordu gözlerime
Ve adını yazıyordum mazinin buğusuna
Ellerini çiziyordum iki sokak arasına
Ben ağır aksak gelirken sana
Sen kalbimin içresine aşkı kazıyordun
Karanlık tünellerden geçiyorduk,
Bir teyze titrek dudaklarıma bakıyordu
Ege'nin serin sularına bırakıyordum özlemi
Yitik bir kentin izdüşümünde
Enkaz altına saklanıyordu çocukluğum
Bir duvar konuşuyordu
Bir türkü çalıyordu uzaklarda
Bir anne feryat figan ağlıyordu
Ben senli hayallere koşarken
Sen kollarını açmış, aşkı bekliyordun
Sözün bittiği yerdeydim
sessiz haykırışlarım yankılanıyordu
aşk dağının rakımında
her şey değişiyordu
yüzler gülüşler anılar sancılar yaralar
kulaklarım uğulduyordu
başımı döndürüyordu cesaretim
kilitli sandıkta duran bir geleceğin
esaretini kırıyordu delişmen yüreğim
Ben Aslı'nın küllerinden doğarken
Sen ateşimle gönüllü yanıyordun
Seni görmek yeniden doğmak gibiydi
Vuslatın hasadını toplamak aşk sağanağında
Gözlerinin içinde kendimi bulmak
Ve seyretmek sende beni,
Bende seni okumak sayfa sayfa...
Sana dokunmak şükretmek gibiydi Allah'a
Güneşi yeniden doğurmak
Gökkuşağını izlemek
Yeniden gamzelerime dokunmak gibi...
El ele yürüyorduk İstanbul'un kucağında
Ben gözyaşlarımı sererken yollarına
Sen saçlarıma yıldızlar yağdırıyordun
Şimdi kapıma dayanmış masum sevgilerin
Alacaklı gürültüsüyle uyanıyorum her sabah
Delişmen bir rüzgar titretiyor perdeleri
Sarı sıcak bakışlar oturuyor gözlerime
Ben sana baktıkça kalbime bakıyorum
Ben sana baktıkça artan, katlanan, çoğalan bir aşkın
Yakan, kavuran, susuz coğrafyasında
Bir damla su oluyorum,
Sen kana kana içiyorsun
Cama adını yazmak,
ne çok tekrarladık biz bunu,
yazan ve yazdıran yüreğe selamlar,
👍
sevgiyle kalın...
Bir damla su oluyorum, Sen kana kana içiyorsun
kocaman bir "vay be..." dedim. yüreğine, kalemine sağlık dost. sevgimle...