Lâmekân
'Hadi birşeyler söyle
Çocuk gözlerin dolsun
İçinden git diyorsun duyuyorum gülüm
Gideceğim bu son olsun'
...
Yedi tepeli bu kentin
Bütün mukaddeslerine diz çöktü yüreğim
Fena öykünüyorum meczup karanlıklara
Düşerken biteviye yalnızlığımın
Amansız zaman aralıklarına
Sessizliğimi dinliyorum
Kulağımın yosun tutmuş kıyılarında
Dilimin ucunda kuduran dalgalar
Çarparken bu aşkın gelmişine geçmişine
Yine bir gemi batırdım
Tufanlar gönderdiğin gözlerimde
Ey çığlığımı çalan martı
Güvenme üstünde uçtuğun denize
Mavi dalgalı çarşafın altında
Birbirini yutanlar var
Yıldızları çalınmış gökkubbe
Kurşun yemiş yavrusunun
Üzerine abanan bir anne gibi
Abanıyor üstüme
Ağlama anne !
Mevsimsiz bulutlar geçiyor içimden
Pejmürde saçlarımda rüzgarın asi ıslığı
Tırnak diplerimde korkular filizlenirken
Geldim uçurumun kenarına durdum
Kanatlarımda asırlık aşk kırıkları
Uçmak istedikçe kök saldım
Şahinim, yüksekten uçtuğun tepeleri bağışla bana
Senin seyrinden bakmak istiyorum dünyaya
Ki; dünya silinmiş bir resim hafızamda
Verdim gün ışıklarımı
Kendime bir gece satın aldım
Bütün kafeslerimin kilidini
Kör bir çilingire bağışladım
Görmüyor musun mirim
Bir Leyla talebesiyim
Ondandır bunca esaretim
Âtiye yaslandım
Ezelden içerimde mabettin
Bin yıllık bir ağıtla yıktım seni
Şimdi lâmekân gönlüm
Günümün şiiridir Seyran hanım
Kutluyorum sizi, sevgimle...
Görmüyor musun mirim Bir Leyla talebesiyim Ondandır bunca esaretim...
Harika ! Tebrik ederim 🙂