Lirik Opera (final)

Geçtik çöl geçer gibi
Kısalan günler
Uzayan gecelerden
İçimizin kanayan yerlerinde keşfettik
Özgürlük çağımızı

Yol taşlarında kilometreler
Yarıçapımızı ölçmede hasret
Isıtarak avuçlarımızda
Mürekkebi kurumuş kalemi
Sevdanın müfredatını yazıyoruz
Yasaklarına inat


Yağmaladık fizik kurallarını
Aykırıydı yerçekimi gözyaşlarımıza
Ayrıntılar
Dağılan taneleriydi kolyelerin
İki uzak şehrin peronlarından topladık gök mavi incileri
Üşüyordun
Örttüm
İmgeleri kırık dökük şiirlerimle

Bitecek uzaklığın düşmanlığı
Daha ilk kez çıkıyoruz günışığına
Aynaya bak gülüm
Saçını tara ılık gülümsemende
Kulak ver tik takalarına saatin
Yükle düşlerine
Ne kurtarabildiysek geçmişin alevli coğrafyasından


Eylüldü
Dört yanından girmiştim şiir koyaklarına
Duygularımın onulmaz ağırlığında
Sersefildim
Tek bir kelime sürememiştim dizelerin namlusuna

Koynuna gömüldüğümüz ikindi rüzgârında
Kefenlendi beyaz duvağın
Akarken çağlayanından döktüğüm yaşlar
Nehirsizdim
Ki o nehirler
Yağmalanmış külleriydi aşkımızın.


Sisliydi eylül
Kopup sıcak sabahından
Soğuk akşamına dalıyorum
Bordalarıma saldırıyor güz fırtınası
Yoğun barut kokusu tutsaklığında
Korkuyorum
Korkum kurşun ağırlığı
Batıyorum, dönümsüz batıklar girdabına

Güne battı gidişin
Sancılarım çağırıyor derinlerime
Artık zaman değil aramıza ördüğün
Düşman sağır taş duvar

Mutlu musun
Acımıyor mu ben yanın
İçindeki kendini mi ayıklıyorsun ayrıkotlarından
Etkisiz avuntularınla
Yoksa bu masalın kahramanlarını mı zincirliyorsun
Demir kapılar ardına

Fişi çekik bitkisel hayata mı düşmeliydi
Aşk
Benim çoğul anlamım
Senin anlamsız sandığın
Gidiyor musun bırakarak
Zamana pençelediğim öyküleri yok sayarak


Gelecek
Tüm anlamsızlıkların anlam kazanacağı gelecek
Yenilgilerden sonra emer kanını
Benliğini titretecek prematüre sancılar
Gecikerek geçersin tüm yolları
Ah!
Nerede yıldızlar

Seni anlatacak ağaç
Seni anlatacak yalnız bir kuş
Seni anlatacak roman
Sözcükler ihtilal yapacak usunda
Sen farkında değilken
Anla anlatamadıklarımı
Bu masalın ölü tanıklarından dinle
Zaman sana dost sevgili
Bana aşımsız
Diplerinde kuruyacağız, yenik ordularımızla

Kara bir eylül ikindisinde
Ak duvağın sadeliğine iliştirdim elif düşlerimi
Saldırgandı yedi göğün tavanına
Usumda yitti
Sana mum gibi eriyen bilinmezindim
...

Opera bitti.