Martıların Kemik Sızısı
Cehennemin gıcırdayan kapılarının ardı,
bir mezarlık dolusu ölü yüreğine tüm adımlarım.
Biliyorum
göğsümdeki hastalığın virüsü sen olacaksın.
Ağrılarımı dindirmek için her defasında,
bana bir kutu intihar yutturacaksın.
Genç kızlığımın terini ellerinle kıracaksın.
Aşk ve ölüm arasındaki o ince çizgide
beni bir kukla gibi oynatacaksın!
Biliyorum...
Ve hâlâ, gramofonunda çalan kırık bir plağım.
Dönüp duruyorum kendi etrafımda öylece.
Bir tarih kitabının sayfalarını karıştırır gibi
Dikkatle bakıyorum gözlerinin içine;
Başka bir yüzyılda da olsa, sevdin mi beni hiç?
Geçip giden zaman değil, sensin ihtiyarlığımı tezgâhlayan.
Daha otuzuma varmadan, ölüme nasıl da yaklaşmışım!
Dizlerim çökertilmiş bir örgüt;
Tenim etrafı kırışıklıklarla sarılı bir vatan haini.
Ve hâlâ hasretle bakıyorum sana
kelepçelenip götürülürken
memleketime bakar gibi...
Dudaklarından yağmaya başlayan her sözün altında
sırılsıklam oluyorum;
üstüm başım hep yalan...
Ve artık ne zaman yağmur yağsa
masalların gerçek olmadığına inanıyorum.
Hatırla.
Neşter ellerin değerken saçlarıma,
Öyle bir çığlık atmıştım ki İstanbul'a karşı;
Martılar hep benden bahsetmişti o günden sonra.
Susmalarını istedin.
Koca denizi bir halı gibi çekiverdin
onların ayakları altından
Ya düştüler ya göçtüler.
Bugün bu kentte kuraklık varsa;
Yine senin yüzünden.
Biliyorum
Sana âşık olmak
idam ipini kendi ellerimle boynuma dolayıp fiyonk yapmaktı
Sehpayı pencereye yaklaştırıp yolunu gözlemek
ve evimden içeri girdiğinde, ölmek.
Biliyorum...
Ve martıların kemikleri sızlarken,
ne yazık ki seni seviyorum!
Hatırla. Neşter ellerin değerken saçlarıma, Öyle bir çığlık atmıştım ki İstanbul'a karşı; Martılar hep benden bahsetmişti o günden sonra....
👍 🤐
mükemmel bir yorumdu kaleminiz daim olsun yüreğinize sağlık
Seçici kurulu ve şiiri kutluyorum...
İnci seçilsede buğuluydu can kırıkları
Martı kemiğinden bir ladesti düşler
😙😙😙😙😙😙😙😙😙
😙😙😙😙😙😙😙😙😙😙
Kutlar ve saygımla giderim...