Melankolianım
-Hadi uyan,
çok uyursan unutur seni hayat.
Yüzümü göğsüne koysam,
yastığına bıraksam saçlarımı tutam tutam
laciverte boyasam ellerimi,
yeni doğmuş yıldızları bıraksam ellerine
nefesimi tutsam, sana saklasam, seni saklasam
beni bilir miydin?
-Hadi uyan,
Melankolianım eteklerinde böğürtlen kokusu
kapı eşiğinde izliyor beni.
Bak, hayal kırıklıkları kurdum sana,
kırılmış oyuncaklarla aynı renkte tren,
bıraktım hepsini üzerine,
dumanında trenin, gece kokusu
bağlasam suskunluğu plastikten raylara,
içimi döksem ellerine
beni sever miydin?
Yorgunluktan mı bu hâlin?
Bak, üşümüş dudakları Ölüm Şırfıntısı'nın
Kırmızı rujuyla adını yazmış aynama
kapı kapı geziyor; eşiğinde adımları.
Böğürtlen çalıyor gözlerine Melankolianım
Hadi uyan.
Sesimi ruhuna döksem,
gönlümle toplasam iç çekişlerini
hüznümle tanışsa hüznün
yemin tutsa kalbim
geri döner miydin?
Verdiği sözleri ateşe vermiş Melankolianım.
Dumanını üflüyor yüzüme
aksın gözlerim diye.
Ama gözlerimden akıp yere düşse hasretim
uyanır mıydın uykundan?
-Hadi uyu.
Mahmur kalsın gözlerim.
Melankolianım ağlıyor.
Ağlamasın.
dumanında trenin, gece kokusu bağlasam suskunluğu plastikten raylara, içimi döksem ellerine beni sever miydin?
ne güzel şey okumak,
kutlarım
sevgiyle kalın...