Miadı Geçmiş Bir Hayat
Bu gün günlerden
gittiğin gün
dün de öyleydi
yarın da öyle olacak.
hani söylerler ya
'' bekarlık sultanlık'' diye
hepsi bir torba dolusu yalanmış
ayaklarımın altına yerleşen boşluk
sen dolu evin her bir odasındayken
sesinin yokluğunda
gündüzü bir dert
suretinin kayboluşunda
gecesi bin bir dert
mezarlıklar gibi
sessiz ve soğuk
kayboluşum oluyorsun
kapılar birbiri ardına kapandığında
duvarlar üstüme üstüme yıkılıyor boşlukta kayboluyor
kaybolduğumda
kendime bile yabancılaşıyorum ve...
gözlerimin sorgusu başlıyor
kimsin?
kimi bekliyorsun gelsin diye?
sorusuna bile cevap veremiyorum...
her defasında
pencerene gelen sığırcıkları, kumruları seyrederken
bu pencere bir tuval ve
her gün o tuvale çizilen
mutluluğun portresini seyrediyorum dediğin günden beri
perdelerini de kapatmıyorum
aynı yerden
aynı koltuktan
senin yerine
her gün yeniden aynı tuvale çizilen
mutluluğun portresini seyrediyorum
koşturanları,sallananları, kayanları
en çok düşüp de ağlayanlar var ya?
o ağlayanlar
işte onlar içimi acıtıyor.
aramızda kalsın
gittiğin günden beri odanı da havalandırmıyorum
senden sonra kokunda terk eder diye...
dedim ya?
buraları merak etme artık
bıraktığın gibi her şey
miadı geçmiş bir hayat
hatıralarla dolu bir sandık
kitapların arasına sıkıştırılmış notlar
kocaman kocaman büyüyen sessizlik
kapağı açılmamış ilaçların
sabahı zor edilen geceler kaldı
cumbalı evin ikinci katında.
her neyse
yüzleşmem uzun sürdü
giden sen değil
.... benmişim meğerse
bu gün
günlerden gittiğin gün
dün de öyleydi
yarın da öyle olacak.
kendime
cevap/sızım...
ah değil mi ya kendimizden gideriz de hala oradayız sanırız derinlik sarhoşluğu 😆 karar bilmez akılda düşünce vuku bulmaz saatlerde fikir zaten ecnebi selam ve saygıyla şair güzel şiirdi
👧👧👧