Mil-aşk-tan Önce , Mil-aşk-tan Sonra
Köprüaltı çocuklarının kimsesizliği gibi halim sensizlikte
Yalnızlığımda tırnak uçlarıma kadar sızlıyorum
Evrendeki tüm ayrılıkların yükü
Biniyor sanki yüreğimin üstüne
Elden ayaktan düşüp , takatsiz kalıyorum....
Sensizlik bana iyi gelmiyor
Tolerans hudutlarım daralıp ,
Asabileşiyorum
Gülüp geçtiklerime senli anlarda
Kasırga olup esiyorum yalnız kaldığımda .
Ezbere bildiğim aşk şiirlerinde
Acemice kekeliyorum
Permanent bir melankoli hali
İçimdeki çocuk saklambaç oynuyor
Ve ben onu bulamıyorum
Sensizliğe sövüp sayıp ,
Bir de üstelik küfre sapıyorum ...
Bir çemberin içindeyim senle ,
Sen çıkınca , ben çember oluyorum
Başım nerede , sonum nerede
Sen çemberin hangi açısısın bilmiyorum
Ve bu bilinmezlikte
Girdiğim tüm sınavları kaybediyorum ...
Banal hayat krizlerinden biri değil bu
Sevginin evrenselliği kadar
Global bir hastalık özlem
Hani ; eş var , dost var
Hiç birine tahammül edemiyorum
Tek seni istiyorum...
İster tiryakilik olsun ,
İster düşkünlük bunun adı
Boynum kıldan ince sana karşı
Tamam ; hepsini kabulleniyorum
Yeter ki yanımda ol , sensizliği sevmiyorum...
Evim yetimhane misali , kimsesiz
Kahve kokusu yetmiyor sabah mutluluklarına sensiz
Tütün de neymiş !
Gümüş tabakamdaki enfiye keyfisin
Ciğerlerime teget geçip
Kilitlenip hedefe ,
Hiç duraksamadan kanıma işliyorsun...
Zamanı dilimlere ayırsam ,
Senden öncesi taş devri
Senle her an rönesans
Mil-aşk-tan önce
Mil-aşk-tan sonra ...
Aşksız geçen zamanların çeteresini tutuyorum
Toplasam da , çıkartsam da sıfıra varıyorum
Sensizliğim hiçliğe eşit
Seninle her şey ben oluyorum
Durumu kısaca özetlersek sevgili
Olan biten şu ki ;
Ben seni seviyorum....
allah kavuştursun şairem, adamı hazreti isanın doğumu örneklemeyle yücelttin, önünede serdin kendini, aman dikkat et şımarmasın, şaka bir yana bu içten şiirinize tebrikler ve saygımla gittim