Milli Cafer

Cafer'i alaçıkta zor doğurdu anası,
Donuzlan böcekli gübreliğin yanında,
Höllüklere belenip taşındı harmanlara,
Kürünlerde , setenlerde, düvenlerde oynadı...
Öküz koşup, kağnı çekip, oğlak severek Cafer...

Vakıa varmıştılar bir şehir kondusuna,
Bir köy kurdular orda çift öküz parasına.
Herlenin sonrasında kahve de içilirdi,
Amelelikten kazanç çekyat da alınınca,
Tahsilinde koşan Cafer'i yatırdılar.

Kondunun şehrinde bitirildi fakülte.
Orada tanıştılar Zâdelerin Nermin'le.
Zurna, gitar harc edip kavgasız evlendiler.
Babasının kasketli resmi örtüldü önce,
Şark odalı ve barlı bir ev dizdiler.

Yadiğâr heybelikler torpido altı pas pas,
Türkü ardına çeşni pop müziğiyle rap rap...
El işi örtülerin üzerinde hamburger...
Özüyle yaşantısı hayli yaman çelişki,
Baron mu sığırtmaç mı hangisi bizim Cafer?

Sırtlan salonlarında çizilmiş kaşlarıyla,
Yüzünde garp markalı o ithal tebessümler...
İhtişamına yetmez çağdaş büro dizaynı,
Halkını itiveren o küçültücü gözler...
Ofisinde Anadolu garbından esintiler.

Kibarlıkta haylice apışmalar üstüne,
Kaçıverir cümleden bazı taşralı sesler.
Özüyle üst beninin kavgasında her daim.
Smokin altında mor cepken gibi durur,
Garbistanlı Cafer'in yüreğinde özlemler.

Dumanlık altına tüneyen kuşlar!
Niye ecdat kokan bacalar tütmez?
Köylü keklik sülün gibi öter mi?
Bunu kuşlar bilir, Cafer'im bilmez.



İSKENDERUN / 1995 ( özleşim tarzında değilidir)

12 Nisan 2009 31 şiiri var.
Beğenenler (1)

Henüz beğenen olmamış...

Yorumlar (6)
  • 15 yıl önce

    cafer benliğini kaybetmiş allah ıslah etsin

    tebrikler