Ne Demek Ister
ayazda pencereye konan kuş
bakarken sıcak odaya
gagasıyla vurursa cama
ne demek ister acaba!
kendi renginde
kendi denginde yetişen çiçek
gönül köşesi güzelleştirmek için
koparılınca yerinden,
aynı odada
ve çırak elinden çıkmış bir vazoda
görünce benzerini plastikten
ne demek ister acaba
solarken boynunu bükünce!
adını bilmediği yerde vurulan asker
her silaha söverken içinden
kalbinden öpen kurşunu sevmişse
ne demek ister son nefesinde gülümseyince!
keskin bir bıçakla ikiye bölünen
ve dişlendikçe kanayan nar
ak zarı parçalandıkça içinde
damla damla ağlarsa
ne demek ister acaba!
bir su perisi
dökerse kendini unutulmuş mezara
silinirse taştaki isim yavaş yavaş
derbeder toprağı yeşerirse sabaha karşı
bir şarkı duyulursa derinlerden dua gibi
ne demek ister acaba
etinden ayrılmış kemikler!
sapkınken aşk kavmi
kitap inmeli artık bu gönül dağına
peygamberi yok şimdiki sevdaların
bilinmiyor dini
ve alın kalplerimi
vurun kalbinize
kırın benimkilerini istediğiniz kadar,
derse şair
ne demek ister acaba
tek yürek taşıyorken bedeninde!
mükemmel...
tebrikler
Sayın Açıkgöz, Yaptığınz yorumdan şunu anladım ki; şiire ve şiirin toplumdaki olayına aynı pencereden bakmaktayız. Yani Borges'in dediği giibi, "şiir salt keyif alma hali," değildir. Ne zaman şiir yazmaya niyet etsem kaygılarım da benimle beraber oturur masanın başına. Acaba anlatmak istediğimi şiirce söyleyebilecek miyim! Fikirden aşk; aşktan da fikir ayrı düşmeyeceğine göre, bunları nasıl sunabilirim okuyanlara! İşte bu kaygılarımı sizin değerli yorumunuzla azaltmış oldum. Şiirdeki çözümlemeniz mükemmel.(haddim olmayarak) Şiirde, imge, benzetişim, anlatım ve ses önemli olduğu kadar, şiiri canlı tutan nefes de en az bunlar kadar önemlidir bana göre. Bilgi ve birikiminiz açıkça görülmekte! Bunu esirgemediğiniz için de çok teşekkürler. Emeğiniz beni sevindirdi. Sağ olun!
2 öğretilerek kanıksatıldı. Göz göze bakmayı prensip aldı. Oysa göz göze bakan çabuk bıkıyor aynı ideale bakan aşıklar ise sonsuza kadar birbirine doyamamıştır. İşte naylon çiçek naylon aşk ... Bir başka bölümde savaşı asla kanıksamayan bir kişinin vatan savunmasında bunun gerektiğine inancını; Nar çoğulunun içinde toplumun parçalanışını;Ülkesinin mutluluğa ve güzel günlere kavuşturmak için ölen isimsiz kahramanları (Tevfik Fikret'in Promete'si gibi) seviye büründürüp sunuyor bu şiir. Son bölümde ise aşkın gerçek yönünü, şair gönlüyle, açıklayan bu şiir toplumun eksik ve yanlış anlayışlarına şiir estetik gücüyle eleştiriyor. İstifham sanatının aracılığıyla imgelerin güzelliğiyle bu şiir yaşıyor. Tebrikler Ömer Nazmi Bey.
1 Şiirin girişinde önce birçok şiir gibi acaba bu da mı çiçekten böcekten bahseden bir şiir diye ön yargılı yaklaşıyor insan. Öyle ya okuduğumuz şiirlerin çoğunda bununla karşılaşmıyor muyuz. Lale Devrinde sanki şairlere gaibden bir ses yarın öleceksiniz aman ha bugün yiyin için ve aşk şiiri yazın demişçesine hep aşk şiirleri yazdılar. Bugün de böyle bir durum mu var ne.? Elbet de aşk yaşamın her güzelliğidir, ama içi boşaltılmış, kadan alam kurban olamlı aşklar yeter mi bilmem. Hayatın gerçeğinde aşk ve yaşamla savaş yan yana durur. Bunları birbirinden ayırmak bedeni baştan ayırmak gibi olsa gerek ki bu durumda başı bedeninden ayrılan canlı için yaşıyor diyemeyiz. Demek ki şiirde aşk ve yaşamak yan yana olduğu sürece şiirde yaşıyor demektir. Bu şiirin yaşadığını peşin söyleyeyim. İkinci bölümde başlayan naylon aşkların, ya da sözde aşkların değerlendirilmesi çiçek imgesinde düşünüp bir gerçeğin altını şiirsel güzellikle sunmuş şair. Biçimselliğin zoru görünce çabucak dağılan sevgilerin gerçeğidir bu. Bunlara aşk demek bir yanılgıdır. Böyle aşkları tüketici bir toplum sistemi olan günümüz, bu yeni kuşağa bir malın tüketilip atılması olarak %..
yalnızlığında şairin gülün türküsünü derdiğim o gonca ki solunca öldüğünü bildiğim gibi aşk..
ve nitelikli şiirlerinizi okumak bir ayrıcalık hep saygımla