O Çıkmaz Sokakta Yalnız Kaldım
Terliydim,
İtilmiş ve dövülmüş,
Dövüşmüştüm,
Şakağıma dayalıydı rüzgarın namlusu
Mor aydınlığa kesmişti gece karanlığı yumruklarımda,
Çekip çıkarmak için ekmeği
Kara taşı dövüyordu elimde çekiç...
Yara aldım,
Patladı göğsümde o ihanetin amansız bombası
Genzimdeki gül kokusuna karıştı barut,
Devrilip kaldırım kenarına düştü bedenim,
Alnım toprağa dayalı
Kan sızıyordu kollarıma,
Kan,
Ilık olur bilirsin,
Ama üşürsün,
Yansanda üşürsün,
Öyle bir halki elim
Bir halki çaresiz,
Bir halk ki
Tutsak edilirken
Ben ölmüştüm
Rastladım sana o ?çıkmaz sokak' ta,
Senin koltuk altında Cumhuriyet
Kaleminde hürriyet
Gözlerinde çırılçıplak bir ümit vardı,
Gitme diyemedim...
Zamanın ovasından kıvrılarak derin derin
Akıp geçti günler,
Uzun yıllar önceydi,
Seher ayazı
Çözmüştü yatağımın rahatlığından bedenimi,
Binip doğu ekspresine
Bir paket sigara içimlik zamanda gelmiştim
Bulut bulut,
Dağ dağ,
Kitap kitap,
Vagon vagon,
Ötelere
Ankara' ya,
Koynumda dumanla buhar
Soluk soluğa,
Başımda sinüzit,
Çantamda son kitabın vardı,
Gördüm ki;
Ardından yakılan mum kadar dost yitirmişiz,
Türkü söylemişiz,
Denize bakmaktan korkardım önceleri
Şimdi bir deryaki içim gözyaşı,
Gitmeler de olmasaydı keşke,
Şu dağlar da olmasaydı,
İçim
İçime
Sığmazdı...
Sığmaz...
Vuruldun
Unutma dedin,
O 'çıkmaz sokak' ta yalnız kaldım
Vuruldum,
Unutmadım...
Kasım 2005 / Ankara
Değerbilirlğiyle, yadedişiyle, içtenliğiyle, kurgusuyla, duruşuyla, algısısıyla takdirle okutuyor.
kutladım yüreğini.. sevgiyle ..
Panorama ugur mumcuy a, ahmet taner kislaliy a, hirank dink e ve daha binlercesine.... dikkat sevgili bir peygamber devesi kırılganlığıyla geziniyorum çıplaklığında hayret! beynimdeki çöllerim kadar sıcak tenin sahi dokunsan aşk yeserir mi yaralarımdan hakikaten yeserir sevgili hadi çıkar ölü gömleğimi kocaman kocaman kucakla sütünle yıka arındır geleceğimi ......................memleketimi
söz faili meçhullere benzemeyecek sevdam ve hiç bir kalıntım bulunmayacak asit çukurlarında boş mermi kovanlarında...
seffaf olmayan devlet yönetiminde hep yasanmistir ve yasanacaktir bu tür cinayetler. hani derler ya dogru söyleyeni dokuz köyden kovarlar lakin seffaf olmayan devlet yönetimlerinde dogru söyleyini birak dokuz köyü daha ilk köyde asip kesip vuruyorlar. iste bu noktada edebiyat siir devreye giriyor ve cesaretli bilegine güvenen kalemler bu lackalasmis ve tarihi mechul cinayetlerle dolu bozuk ve cetelerle icice gecmis devlet yönetimlerinin yanlislarini hatalarini yazarak hem cürümüs yönetimleri protesto ediyor hemde bu cinayetleri gelecek nesile aktariyor. bu noktada bu cesur kalemleri takdir etmek alkislamak düsüyor bilincli okuyucuya...
Ölümün ölümsüzleştirdiklerinden olmak , adını bir yere kazıyıp bırakmaksa bu müsabakanın madalyası , kurşun acıtmaz belki . Haftaya düşen şiiri ve kalemini gönülden kutlarım .
haftanın sıırını ve şairını kutlarım...tebrıkler