Oğlum mu Geldi Baba

Üzgünüm baba
Yüzümde baharı arayıp durma !

Her kirişe mutlu bir vaktimi asıp,
Gözlerimi tavana çakan ağrılarım kadar acımasızım işte
Yerle göğün tebdil-i mekanı varken içimde
Bana yeryüzünde yaşanacak yerler gösterme...

Hani cennet saydığımız ceviz ağacının gölgesi
Hani sarı başak ekin tarlamız?
Irgadımız yorgun
Susuz kaldı ovamız
Öldü işte biricik oğulcuğum
Şimdi soğuk bir mermere yaslanacağız...

Kızgınım baba
Bana gençliğinden masal anlatma !

Değişti lisanı beşerin
Hangi dile bulaşsam cinayetin ezberi
Kolları ahtapot
Yüzleri deccal
Soyları Firavun şerefsizlerin !

Oğlum
Oğulcuğum
Kınası avucunda saklı nazar boncuğum
Düştü işte bir pusuda
Kan kusuyor soluğum !

Beterim baba
Göğsüm çatlıyor anlasana !

Hani bitecekti bu kavga
Bu savaş
Bu tantana
Hani civanım gittiği gibi dönecekti bana
Neden uyanmadı hala?

O öyle uyuyamaz baba
Çıkaralım postallarını
Kolumu da yastık yapın boynuna...
Bana da yer verin oğulcuğumun yanında !
Yoksa kapanmaz kirpiğim
Kapanmaz ömrü billâh bir daha...