Okunmayan Şiirler

kıyıda yalnız yatan sırtı yaralı kaya,
daha çok hangimizi kanatır zaman?

içinde miyiz yoksa
içimizde mi bu deniz
imgesinden vururken dalga
yaralı bir hayvandı şiirlerimiz




saatin yıldızlar kadar biriktiği gün,
denizin döngüsünde eğilir başı zamana kayanın
formu kum olur sahile
anılar üşüşür iğnesi gümüşlü
koşarım can havliyle şiire



kıyıda yaralı kayayla birbirimize benzeriz
aşkın oyuk halkalarıyız paramparça
imgesiz binlerce bıçak her dalga
gri sabahlara kan doluyor



kayaya zamanı imgeliyor gün
saçından bir tele benzerken ışık
dalgayla oynuyor sevincinden



sağarken ışığını her sabah ağzımı tutuyorum
gün, bende bir doyma sevinci
atlamak istiyorum dalgaya
beni dizeler serinletiyor.



insanım ya
haset ediyorum bu kez
sonsuz bekleyişine kayanın



neden
aşklarımız kabak çiçeği açımında
sabah patlayan flaşla soyunur aktüel bin sarışın
gün boyu ıslanırken
akşama gömülür aşklar sapsarı ?



sonra unutuluyor
havaya düşen seste geçmişe dair her şey
zamanın engin ellerinde ılgınlaşır sertliği her kayanın
tarumar olan bahçesini
omzunda taşır dalgalar



her kayayı parçalar aşkı sonsuzun
zamanın ayak izleri olur
sahilde ince kumlar




çılgınca sarılır her yaz kumuna insan
ve kayayla benzerken birbirimize
neden insanı anlatan
insana anlatılan şiir, diyorum
duruyor ıpıssız ?



şiirler aşktır
sımsıcak kumu duygularımızın,
neden sahiller gibi uğranmıyor şiire
neden?
neden?




Not:Bu şiirin montajını yapan Birsu Canyol Öğretmenime Minnettarım.

15 Temmuz 2009 76 şiiri var.
Beğenenler (35)

Henüz beğenen olmamış...

Yorumlar (42)
  • 15 yıl önce

    Sait abiciğim...Yine yüreğim ellerimde okudum dizeleri...Ellerimde kum taneleri kaldı geriye...Sahiller nicedir çok uzaklarda kaldı...Kirlendi sahiller...Zaman hızla tüketirken duygularımızı;geriye çok az insan kaldı...Saçlarının esintisinden,gözlerinin dalgalara isyanından zaman tutulmuş...Şiir kalmış geriye...Varsın parçalansın kaya...yenik düşsün zamana her şey...Ama şiir kalsın geriye...şiir kalsın geriye...Bak ellerimde bir avuç kum tanesi...saygılarımla...

  • 15 yıl önce

    Şiir, deniz gibidir: içine girip, yüzmeye başladınmı içinden çıkasın gelmez. Sait beyin şiirleri de deniz misali, okudukça serinletip, enginlere götürüyor bizi.

    Gine Sait beyin müstesna bir şiirinin keyfini yaşadım. Teşekkürler.

  • 15 yıl önce

    Şiirin bir pozisyonu var; bir duruşu, endamı.. Şiir, büyülü kelimeleri yanyana getirerek, eşleyerek, dirsek temasında yazıl(a)mıyor. Şiir, kayanın dalgadan umduğu temas da olabiliyor, öksüz bir çocuğun hıçkırığı da..

    Herkesin kaderi gibi, farklıdır da şiiri. Kimisinin ağlamasına yeter bir kuş ötüşü, Kimisinin kınından kılıcını çıkarır, o kuşun ötüşü.

    Sait Açıkgöz, 'Okunmayan şiirler'inde kendine özgü tevazusu ile, mükemmel teşbihleriyle, incecik sitemleriyle "neden" demiş!

    Sahi, neden?

    AlkışımKalsın...

  • 15 yıl önce

    sonra unutuluyor havaya düşen seste geçmişe dair her şey zamanın engin ellerinde ılgınlaşır sertliği her kayanın tarumar olan bahçesini omzunda taşır dalgalar

    her kayayı parçalar aşkı sonsuzun zamanın ayak izleri olur sahilde ince kumlar Her bölüm ayrı güzellikte..Bu iki bölüm aşkta sabrı tavsiye ediyor sanırım.Kaya ne kadar sert olursa olsun sabreden aşkın karşısında kaya kum olacak.Ve dost buna bizim zamanımız olacak mı?Evrende şiirlerimiz hoş bir seda mı kalacak?Yıldızlar kadar uzak yerlerden aşk için kapına gelen aşkın muradına ermeyecek mi?Aşkı deryalara atıp ta suyundan mahrum mu kalacağız?Kum olarak sahilde kalmaya gönlüm razı değil.Şiirinizi aşkın derinliklerine atıyorum.Sevgilerim dost yüreğinize.😙😙😙😙😙😙😙😙😙👍😙

  • 15 yıl önce

    şirlere sığındım bir süre önce sandım ki herşeyi yazabilirim.. yaşananlar yazılabiliyor.. ama bir kaya gibi yaralıyken dalga dalga gelirken üstüme acılar parçalanırken duygularım yazmaya korktum.. anlaşılamam diye korktum.. şair değilim bilemedim.. ama şimdi anlayan olduğunu düşünüyor ve yazmaya çalışıyorum.. şiirsiz olmuyor... anlayanlar var,anlamaya çalışanlar var.. denizde kaybolmadım sahile vurmadım.. yüzüyorum.. yüreğinize sağlık diyorum.. gönülden tebrikler...