Okunmayan Şiirler
kıyıda yalnız yatan sırtı yaralı kaya,
daha çok hangimizi kanatır zaman?
içinde miyiz yoksa
içimizde mi bu deniz
imgesinden vururken dalga
yaralı bir hayvandı şiirlerimiz
saatin yıldızlar kadar biriktiği gün,
denizin döngüsünde eğilir başı zamana kayanın
formu kum olur sahile
anılar üşüşür iğnesi gümüşlü
koşarım can havliyle şiire
kıyıda yaralı kayayla birbirimize benzeriz
aşkın oyuk halkalarıyız paramparça
imgesiz binlerce bıçak her dalga
gri sabahlara kan doluyor
kayaya zamanı imgeliyor gün
saçından bir tele benzerken ışık
dalgayla oynuyor sevincinden
sağarken ışığını her sabah ağzımı tutuyorum
gün, bende bir doyma sevinci
atlamak istiyorum dalgaya
beni dizeler serinletiyor.
insanım ya
haset ediyorum bu kez
sonsuz bekleyişine kayanın
neden
aşklarımız kabak çiçeği açımında
sabah patlayan flaşla soyunur aktüel bin sarışın
gün boyu ıslanırken
akşama gömülür aşklar sapsarı ?
sonra unutuluyor
havaya düşen seste geçmişe dair her şey
zamanın engin ellerinde ılgınlaşır sertliği her kayanın
tarumar olan bahçesini
omzunda taşır dalgalar
her kayayı parçalar aşkı sonsuzun
zamanın ayak izleri olur
sahilde ince kumlar
çılgınca sarılır her yaz kumuna insan
ve kayayla benzerken birbirimize
neden insanı anlatan
insana anlatılan şiir, diyorum
duruyor ıpıssız ?
şiirler aşktır
sımsıcak kumu duygularımızın,
neden sahiller gibi uğranmıyor şiire
neden?
neden?
Not:Bu şiirin montajını yapan Birsu Canyol Öğretmenime Minnettarım.
En çok sevdiğim şey şiir de duygu , his samimiyet ve içtenlik her şiirinizde bunu görmek bir kez daha şiiri okumayı sevdirdi bana.. teşekkürler...
şiirin eşref saati...
Dünden yarına... Öznel düşüncenin okurdaki poetik yönselliğine göre değişken zekânın boyutsuzluğunda farklı şekillendirmelerle anlamını kendi iç dünyasından dışa aktarımını verirken zihni derinleştiriyor. düşünce üretimindeki tek düzeliği kırmış şairin her zaman düş tarlalarından çok daha fazla verim alıyoruz. her şiirinde bizleri hayal dünyamızdan koparıp düş arkası gezintiye çıkarması bundan. kuramsal bilginin dışında karşılaştırdığı her duyguyu bir sentez olarak vermesi kendimizde yaratmış olduğumuz bulguları verirken aşk ve insan birlikteliğinde zaman zaman kaya kadar sert ve su kadar yumuşak neslelerle çağrıştırması da bundan sanırım. Çoğunlukta öyle değimlidir. iki kişi arasında yaşananlar kimi zaman kaya kadar katı ya da su kadar yumuşak olmamıza neden değil mi? Ve zaman içindeki o yumuşamalar içimizde biriktikçe o katı yürekleri dize getirdiğimiz olmuyor mu? Aksini de iddia edebiliriz. İşte girişteki "sırtı yaralı kaya" da bu olabilir beklide.
Kaleminizin izindeyim...
neden böyle duruyorsun? sorusuna cevabım; AYAKTA DURULMASI İMKANSIZ YERDE ZEYBEK OYNADIM KADERLE..olmuştu. anlayanlar oldu elbet,gülenlerde.. bazen şiire akıyor içimizdekiler,bazende bir kaç sözcüğe. ateşten gömlek oluyor bazen yaşananlar ve giyiyorsun ister istemez,yanmaya engel bir damla su oluyor o zaman şiir.aktarıp dizelere kendini anlatmak ve anlayanları görmek,rahatlatıyor. şiire gelen olumlu yada olumsuz yorumlardan bile bir çıkar yol üretebiliyor şair ruh.kapıların kilitlerini kırıyor işte şiir.
hocam,gerçekten çok önemli bir konuya ustaca değinmişsiniz.. böyle anlatılırdı dedim kendi kendime.saygılarımla hocam..varolun hep..
kıyıda yalnız yatan sırtı yaralı kaya, hangimizi daha çok kanatır zaman? "dil" dedi dalgalara imgesinde dize içinde miyiz ya da içimizde mi bu deniz yaralı hayvanımızdır şiirler içimizde
hangimiz yalanlar söyler zamana sonra yorulur aşk neler ki neler görsen hem kaçar hem ağlardın şimdi düşsem şu azgın sulara yanar mı kaldbim yine söndürrür mü ölüm
yüreğine kalemine sağlık abi
çok güzel bir şiirdi
yüreğine kalemine sağlık
kıyıda yalnız yatan sırtı yaralı kaya, hangimizi daha çok kanatır zaman? "dil" dedi dalgalara imgesinde dize içinde miyiz ya da içimizde mi bu deniz yaralı hayvanımızdır şiirler içimizde
bu bölümü çok sevdim sevgili hocam..şiiri ayırdığım için affınıza sığınıyorum..
teşekkürler bu güzel paylaşımınız için saygı ve sevgiyle tebrikler