Olmazsa Olmazım
göğü bile inleten
yalnız yoksul
sefilliğin kederi değil ki
öyle olsaydı
kara toprak için çürümez yosun
ot
ağaç
döl veren canlı
hiç değişmeyen hayvan leşinin çürüğü
ince yaradılış
suyun
havanın kayaları çözmesi
anladım ki
bir tek insana benzeyeni çözmek zor eğer bakmazsan
parmaklarının sayısı kadar sancı/sız
rastladın mı
sadece
en güzeli
toprak gibi kokana iyice bakmalı
hırçın akarsuya benzeyen bu dünya
anladım usanmadan yoklayacak
olsa olsa ahiret gününe kadar...
olmazsa olmazım
yağmurla tava gelen aşk
toprağım nerede kalmıştık?
her şeyin farkındasın
bilirsin erdemi
uymazsın bilirim
sana göre değil esaret
boyunduruk ki
iki paralık eder şerefi
gözü pek olanım
bilirsin
sensizlik neme gerek
yosuna benzer gözlerinden kuvvetim
ah vurulduğum sabrın
ah sende ki adalet
sağına soluna çarpan kemlik
bilirsin aha ah katar titrer yüreğim
''olsun,
ne yapalım her şey boş'' dersin
bu dünya zulüm
zahmet olsa da
farz ettim kor ateşte yanacağız
kahır etmem bilirsin
ümitle geçen ömre yetmez mi bir bakışın
toprağım
öyle sevilesi
öyle seven ki bilirim yoktur cefan
hoş olsa da bilirsin sefam sayılırsın...
vavv, ince mevzu
yaratılış gayesi de irdelenmeli,
toprak ve insan öylesine bütünleşiyor ki,
düşünce ve emk ürünü,
saygılar değerli kaleme...