Ölüp Ölüp Dirilemedim
Yokluğumun bilmem kaçıncı senesi...
Şehrin orta yerinde yalpalanan bir adam,
Yüreğinde tiz bir kadın sesi...
Elbette her şey yine aynı,
Gökyüzü aynı renk
Deniz yine mavi,
Doğa ihanet etmez insana
İhanet insanın kendisi...
Sahi
Kaç kere aldattın geçmişini?
Yokluğumun bilmem kaçıncı kışı
Şehrin teninde gezinen bir adam,
Ve yüreğinde bilmem kaçıncı Aşkı...
Ben nereden bilebilirdim
Oradaki sen hangi sendin?
Günlerden hangi gündü üstünü çizdiğim
Günahlardan hangi günah?
Ve kıskanç bir kadın olup,
Şimdi,
Hangi hatırana batıyor şiirlerim?
Görmeyi umduğum sen değildin,
Aşkın veremli ciğerinden
Sökülen kanlı kelimeler...
Bunlar değildi ağlamak istediğim,
Sadece,
Geçmişimin toprak örtülü evine,
Bir gül bırakıp, dönecektim.
Çocukluğuma geldim bu şehre,
Ölüme defalarca gittim...
Yokluğumun bilmem kaçıncı gecesi,
Şehrin orta yerinde ruhani bir kadın,
Yüreğinde usulca kapatıyor, aşkın ıslak gözlerini...
Herkesin bir kendi hali var,
Bir de kendine geldiği...
Sahi...
Sen ,
Hangi halinde unuttun kendini?
Bu şehrin ayaklarına kapanıp ağlamalar,
Hangi seni,
Hangi bana getirir?
Vesikalı şehrin,
Gayrimeşru çocuğu kendini
Hayatın iri göğüslerinde emzirir...
Ve sen
Yağmalanan bir hayatın
Geriye kalan son zerreciğiydin.
Onu da ben görmeseydim...
Ya görmeseydim,
Ya da
Yüreğinden tutabilseydim
Kaç kez ölüp ölüp dirilemedim...
Yokluğumun bilmem kaçıncı kışı Şehrin teninde gezinen bir adam, Ve yüreğinde bilmem kaçıncı Aşkı...
yine söz bırakmayacak güzllikte bir şiir okudum sayfanda elıf..tebrıklerımle