Papatya
Sunu:
Yüzünü güneşe dönen sevgilere.
Çiy damlası dem vakitlerinde
Bütün yollarından geçtim
bu kentin
Çetelesi roman ayraçlarına figür
Takvim yaprağıyım bu akşam
Sussam sadece sesimi ıslatır bulutlar
Kaldırım kenarı papatyalar
Sanki her yaprağını
Can telaşı ile umarsız bir falcının ellerine
-Ha bıraktı
-Ha bırakacak
Ne falcılara inandım
Ne de üçü kaç geçen vakitlere
Israrla
Göğün ucunda unutulmuş aşkları anlatan
Kafiyesi bozuk şiirleri eziyor eksik dişleriyle
Sevmiyor yaprağına denk gelen düşler
Kavuşmaların mahşere kalışını
Yirmilik ile değişiyorum
İki yirmilik ile değişiyorum
Moda’da gün batımını
Yağmur yağıyor
Şairi asıyor gözlerinden daracık sokaklar
Parmak uçlarımla siliyorum
Gözlük camlarımı
Yanıkkapı’dan geçiyorum
Haliç’e
Deniz kurşun gibi ayaz
Dalgalar en ağır aşkın ağıdını vuruyor iskeleye
Deyimlere paydaş oluyor kalemim
İskele çayımda
Salı pazarı hüznü
Şiirle ölüyorum bu akşam
Rehbersiz sözcüklerin de belleği vardır
Papatyanın gözlerinde
Anafor yalnızlığına denk gelir kimi zaman
Kan ve ter içindeyim
Ateşler içindeyim
Yolcusuz geminin direğine
Şairi asarlar bu akşam
Rengin her halini geçtim mevsimlerden
Kalırsa bana bu mevsimlerden
Şile bezinden bir tuval kalır
Bir de
Bu şehirden avaz avaz selam eden
Papatya falında
Allı Turnam ...
Şiirlerinizi okumayı özlemişim Üstad..
kimisi papatya yaprağı ile,kimisi parmak hesabı bakar falını ..şiirle bakmış bizim cemal .moda,yı anmış bir vesile ile ..'kemalin yeri çay bahçesi' olmuş cemal,in şiir sayfası.. sevgimkere saygımkere..
papatyadan geriye fal kalır;
herkesin sevgisini alıp gittiği.
Ve kim gitse
güneşe karşı kendi içimize sığınma vakti. Yalnızlığı gemisidir şairin...
iskele yoksa , şiir yok!
Kutlarım değerli yüreğinizi Cemal Bey. Sevgi ve saygılarımı sunuyorum
İşte şiir! Kutlatım Cemal Bey.
Sayın Mıhcı ilk mısraları çiğ kelimesi biraz çiğ düşmemiş mi! Aslında çiy olması gerekmez mi? Kutlarım elbette bu arada...