Rengahenk Kadınlar

?Gökkuşağının sonuna kadar gidebilen kızlara...'*




/Minik kızlar gökkuşaklarına
Kadınlarsa kendi rengindeki rujlara boyanır/



0- Gökkuşağı

?Kutu kutu pense, kızlar engelleri yense' derken
Bir küçük kız görünürdü sokak oyunlarında
Yağmur altında dans ederdi güneşe merhaba diyen umutları

Onun dudakları;
Önce mor, sonra kırmızı, mavi, yeşil, turuncu, sarı...
Onun tüm renkleri gökkuşağıydı
-Küçük kızların yarınlara anlattığı umut masalları,
düne gönderilen pişmanlık mektuplarını içermezdi (s/aklamazdı) içeriğinde...-


I- Pembe
Utanadurmuş iki al yanağı vardı genç kızın
Yaşanmamışlıkları, papatya kokulu tenine aksederdi düşlerinde
Tüm hayallerinde başrol oyuncusuydu güzelliği
Makyajla henüz tanışmış yüzünde;
Pembeye boyanan iki taze dudağı masallar anlatırdı
Kâkülleri şarkı söylerdi rüzgâra
Kaderi ?ilk gecesine' yazılırdı...

B/aşka notalarda çalardı şarkılar
Sessizce söylenişlere eşlik ederdi;
Geceden kalanlar...


II- Siyah
Bir kadın uyanmıştı uykusuz gecesinden
Ellerinde kirli gecenin ücreti
Ayakkabısının tıktıklarıyla uyandırırdı kenti
Umutsuz bakış, yorgun duruş
Dudaklarında siyah bir ruj...



III- Kahverengi

İhanet sonrası kan(a)mışlığına ağlardı bir başka kadın
Daha mı güzeldi ondan ?öteki'
-kahverengi rujunu d/övercesine sürüyordu dudaklarına-
Kocasının gömlek yakasında yakaladığı ruj siyahtı
-Ve belki bundandı kadınların siyaha kastı-
Bunun da bir özrü olacaktı elbet
Nikâh dedikleri şu teslimiyet;
Gayri meşru aşklara göz yumacak kadar ?kerametliydi' doğrusu...


IV- Kırmızı

Yıpranmış tavanlara s/inmişti kadının aklındaki sahneler
D/ört duvarının arasında kalmıştı aldatış replikleri
Çan seslerine ezan okumaktı yaptığı
-İbadet edemezdi her gün aynı Tanrı'ya ?
Hep aynı gazeteyi okuyup, aynı güne aydın diyemezdi ya...
Kırmızı rujunu sürmeyi unutmazdı pür telaş kaçışlarında
Kahverengi dudaklı kadınların intikamını alacak kadar öfkeliydi nikâha...


V- Şeffaf
Yüreğinde aşkların en büyüğünü taşırdı başka bir kadın
Serzenişlerine yalnızca bir çocuğun ağıtları sebebiyet verirdi
Ninnilerden tatlı sesi yorgun;
Yavrusuna buseler konduran dudakları rujsuzdu
-henüz görmediğimiz kutsal renkti analık-
Ana, dudaklarına şeffaflığı kondurdu


VI- Mavi
Acı kahvesini yudumlarken bir diğer kadın
Gözleri düğümlenirdi boğaza
Aklında başarı(sı)nın öyküsü
Çarmıha gerilmiş yenilgileri
Zafer olarak dönmüştü ona
Engelleri d/evirip çevirmişti lehine
-siyah ruj sürmeyecek kadar zengin,
kahverenginin boyun eğişlerine tahammülsüz
ve kırmızıya tutuklu kalmayacak kadar özgürdü-
O, dudaklarına sadece maviyi sürdü...


VII- Sarı
Buğulu bir çift göz galasını yapıyordu ?Yaşanmışlıklar'ın
Titreyen eller ne aşklar g/örmüştü
-bir kuruluk sinmişti dudaklarına yaşlılıktan-
Mai ömrü kaçarken avuçlarından
Bir fotoğraf albümüne sığdırmıştı anılarını
-sarı rengi dudaklarına bir tebessüm kondurdu-
O an tüm yaşanmışlıkları öledurdu
Eceli sürüklendi hatıralar ardından...


Minik kızlar gökkuşaklarına
Kadınlar kendi rengindeki rujlara boyanmış görünsede
Onlar hep
Gökkuşağına aşık minik kız olmayı düşlediler


İçlerinden bazıları gökkuşağına dek uzandı...



*For Colored Girls film repliği...