Rengi Hep Siyahtır Hüznün
Öylesine keskin ki susuşun
meali yok satırlara kırgınlığımın
mutluluğun kadar gülüyorum hayata
ve aşka, ağladığın kadar kırılırım...
Kurduğu bir hayali
ayrılığa gebe bırakan bir şairim ben
yoruldum yaşam denilen yalanda
yalınayak yürümekten
rengi hep siyahtır hüznün
sen farketmezsin bile
giderken
bavuluna gökkuşağını sığdır istersen...
Ne yana gitsem çoğalıyor hüznüm
her köşebaşı yokluğuna çıkıyor
acıya büyüyor aşk desenli kelimelerim
sağ elimle yazdığım her cümle
senin olduğun yerden
sol yanımdan
yüreğimin ara sokaklarına akıyor...
Artık elif kokmuyor bahçemde çiçeklerim
yalnızlığım
sulanmıyor ne kadar yaş döksem de
varlığını inkara sürükledikçe yokluğun
kafiyesiz seviyorum düşlerimi
ne olur
utandırma doğmaya yurdumun güneşini
kağıtlara sığmayan gülüşünü
esirgeme...
şimdi gitsem diyorum 'ölüm' denilen sonsuzluğa
'cennet' diye sana kavuştururlar mı beni
gözyaşım
yağmur rahmetiyle Sen kokarken
diner mi içimin kimsesizliği...
Yara bağlamışsa acılarım
yüreğin yeter mi içimin cenazesine
inan
özledim senin dizlerindeki o çocuk halimi
şimdi ölsem diyorum yüreğinin yamacında
mezar niyetine
kucağına alır mısın beni !!
maalesef siyah evet hüznün rengi giymeyen var mıdır acep... saygılar