Ru

Arşta büyüyen koca bir yelpaze bulut
Soğutur ömür simsarının kan pıhtısını
İçimi söken bir cinnetin katil kerahat vakti
Düşkünlüğün ahvaline döker kan şerbetini

Tutunsaydım uçurumun kızıl yanından
Saçlarından asılırdım hayatın
Törpülerin intikam anıydı belki de
Klasik bir söylem hani ?'pişmanım..''

-Bir son dakika haberi:
İntiharı düşledi bir adam
İntiharı dev aynasında çoğalttı..-

Karanlık söylemler kazıyorum duvarlarıma
Ve lodos serpintisi üşür yazgımda
Bazı sloganlar depreşir dudağımın kıyısında
Rüzgar ah çeker saçımın yorgunluğunda
Bir iki mısra şiir..
Kahır celbim..

Soluklanırım,

Acılar yenilenirken uğraşlarıma
Kan emici bir simsar dolaşır
Yüzümün kıyısında
Derin bir gençlik uykusu icraatı belki
Belki de ,
Ağzı bayat suya doyan çocukluğumun efsun yolcusu.

Güneşin yapıldak hüsranı
Fallara grafik bakıntılar ulayan giz
Hayat rengine vurulan fırça
Külden anka uyandıran çehre..
Varla- yok harmanı yüzüm..

Beni leylak buselerin harmanında berraklandırdılar
Vuruldu yüzümdeki gülümseme
Bir zamanlar
Hevestim
Hevestim benden heves alan sevgili bakışlarında
Bilmeden bilinmezliği vurdum dilimin payesine
Hata yapmak Ademin var olduğu günden beriydi
Ve var/ola gelmişti hatalara gark olma hatası
Yüzümde utandı...
Oysa,
Sürgün yeri pıtıraklı bir gülüştü
Ve umarsız derin bir düştü
Kuytulu bir haykırıştı
Umarsız bir kırılıştı.

Bunca zaman,
Ölçüsüz bir direti
Kirpiğimin ucundadır bulut
İki ırmak akar can siperimden
Adını kaç salise koyamadığım
Eğreti bir yaşam..

Nafile
Zaman eriyor çizgilerimde
Alnımın orta yeri derin bir yorgunluk
Acıtır avurtlarımı
Geçimsiz bir ömür..