Şairendam
Ölüme kodlanmış sevdalara ihtiyacım yok benim,
Zamanın tiner kokusu zihnimi bulandırırken
Biraz daha saf sevgiyle yun sırtımı
Hiç kimseyi özlememiştim böyle,
Yazmakla yazılandığım aşk masalları gibi
-sin.
Somun hasretlere itaatim yok benim:
Ebedi bir mutluluğun giriş kapısında
Elimdeki biletin işlevinden bi'haber.
Dünyanın arka bahçelerinde gözlerimi dağlardım da
Şükretmek için yüzümü Cennet'e çevirirdim.
Beşinci bir elementin keşfinde,
Hava ve Toprak'ı hiçe sayar gibi,
-Oysa uyuduğum döşekle yorgansın sen-
İsyanımı sulayıp menekşeler bitiren burnumun dibinde
Kokusuz hayallerin endamına papatya falları çizen.
Acının raks edişine
- sarhoş masalarında, bütün hünerlerini sergiler-
şahit olduğumdan beri,
Namuslu bedenlerin fahişe gölgelerine
Bir izmarit daha basar oldum:
Kalbine denk gelmeli yanan ucu.
Yanmalı yüreği.
Sahte korlarda yanmalı!
Semanın kıvrak belinde geceyi ararken
Soyut çığlıkların çekici tınılarında
Yıldızlar topladım ? kolumda sepetim-
Ve dalgalardan bi'haber bir kumsalın
En yalansız köşesine hikâyeler yazdım.
Ah, o yıldızlardan kalemler edinmek:
Fani niyetin
sonsuzluğa göz kırpması
demek.
beni gömün bu gece yıldızların alnına şafak vakti yağmur olup yağacağım..
kutlarım👍
Ölüm döşeğinde, aynaya bakarak gibi Kendinle yüzleşmek ve bakmak geride ne bıraktığıa!
çok güzel ve anlamlıydı dizeler. Beğeniyle okudum. Tebrik eder, sevgiler, saygılar sunarım.