Saki

İstanbul'un içine gam düştü
Gamla birlikte hüzün düştü
Oturdum
Saki doldurdu
Ben paslı bir gecede şehrin içine üşüştüm.

Ağladım...
Çocukluğumdan kalan kırıntıları meze niyetine
Umutlarımdan uzaklaşan mutlulukları keman niyetine
Birde ekleniyordu dudaklarıma
?'Ah bu şarkıların gözü kör olsun''
İstanbul'un içine soğuk bir kadın düştü.

Soğuk caddelerde yürürken yalın ayak
Galata'nın dibine not düştüm
Ve martıları selamladım yarım yamalak açılan gözlerimle
Çırpın kanatlarınızı
Bir kerede benim için salının Galata'nın eteklerinde.

...

Kalbimle dudaklarımın arasına sıkışmış bir adam
Tetikliyor sancılarımı
Dur durak bilmeden haykırıyor yokluğun
İliklerim çekiliyor
Umutlarımı bağışlamışken İstanbul'un gecesine
Dökülüyor kirpiklerimden ilkbahar yağmurları
Yüzümü nereye dönsem yoksun.

Efkârım dudaklarımın arasına sigarasını iliştirirken
Bir nefes de gidişine çekiyorum
Yıkılıyor şehir
Dizlerim tutmuyor
Avuçlarıma kokusu siniyor
Zifiri zehri bulaşıyor dudaklarıma
Son öpüşün gibi
Yavaşça öldürüyor.

Anason kokan dudaklarımla haykırdım
Martılar
Bir kez de benim için çırpın kanatlarınızı
Kırdım dizlerimi Galata'nın yoksunluğuna
Gelmeyecek bir umudun koynuna sere serpe uzandım
Kapattım gözlerimi
İstanbul'un içine yorgun bir kadın düştüm.