Sancının Ayak İzleri
Sancının ayak izlerinde yürüyordu kadın,
Her adımda, biraz daha yaklaşıyordu kaderine.
Acılardan ve aşağılanmalardan geliyordu çocukluğu.
Sancıdan başka bir yolu olmadığını biliyordu...
Cennetim diye başladığı her sevda yolculuğu,
Cehenneminde bitiyordu geçmiş takvimlerin...
Acıyı seviyordu aslında alışmıştı aşağılanmalara.
Çocukken oynayamadığı kibritlerin hıncını alırcasına,
Yanmak istiyordu, ateşler içerisinde kavrulmak...
Annesinin sesi yankılanmalıydı kulaklarında
Yapma dedim Allahın cezası kör olası yapma!
Yapmalardan geliyordu, hayırlardan, olmazlardan...
Aşağılanmayla yoğrulmaya görsün insan,
Her bedende onu arar, farkında olmadan...
Ele geçirmek adına parmak izine gerek yoktur
Yüreğindeki her morluk varlığının kanıtı olur...
Yaşanmayan bir hayatın dahası da yoktur,
Sonunda varlığının tek kanıtı hiçliği olur...
👍tebrikler güzel duygulara...👍
Teşekkür ediyorum, Güzel ve özel yorumlarınız için. Sevgiyle...
🤐🤐Yorumsuz tebrik ve teşekkür ederim Bahar Hanım.😙😙😙
Toplumuzda sahiden çokca gördüğümüz hep tanıdık izlerdi.Duygu yoğunluğu oldukça yüksek güzel şiir..Kutladım efendim.Selam,saygı...
Haklısın canıma tak ediyor bazen amorti dahi vurmayan mahşer kaçkını yalnızlığım bazen ölü çocuk ağlamaları yağıyor şakaklarıma güneş acemice yüzünü kalabalığa dönerken doğmamış kuşlukların arifesinde jiletle kesiliyor parmak uçlarım dikkat kesiliyorum akıttıklarıma saldırganlaşıyor haliyle serzenişin tutumu ve yorganımın içi hayalinin sarhoşluğunda arsızlıkla yargılıyor beni tam da ben hikâyemizi yazarken...
Ve karar; Bir Hiç'im...
Kutlarım...