Sela/zen
-dudaklarımdan girdin sen günahıma
şimdi aşkın rediftir bana-
-kürek mahkumuyum aşkının denizinde
---
dokun
ellerin kalbimin lifine değsin
kökümden dalıma yağmur
rüzgar bütün bulutların gurbeti
bütün çiçekler önünde eğilsin
dokun
saçlarıma papatya tacı ellerin
şehir kapılarını kapatsın
mum söndü çanı çalsın zangoç
gün siyaha öksüz
gece güneşe yetim
sen ay ışıgım tenime vursun şavkın
yıldızlar sıra sıra dizilsin
dokun
aşil damarıma ok misali parmakların
hatırlamıyorum nasıl sevdim ben seni
truva kanı geziyor damarlarımda
zil çalıyor etekleri yamaçlarımın
dokun
sonra öleyim
sela'm okunsun kulaklarına
sen_sin ol ben taze ölü
bir kadın geçsin ömründen
mevta desinler k/adına
karanfilli kınalı
gözleri kapalı
toprağı bol
son sözü adın olsun
...
hatun kişi niyetine!
Saclarina bulut yüklemis korkmadan birakmis rüzgara recm, edilmemis bir düsmüs seviyorum demis güpe gündüz-
sevgi demisim inadina ziyan etmemisim kendimi hem gecmisim olmus hem gelecegim---
Siire kapildim rüzgardim- birazdan göcmen bir bullut da firarim---
Gene cok güzel bir siir Gene siire siirle yolculu ettim-
Saire-
Kutlarim
F Can
Başlık gözüme iliştiği zaman, beklentim büyüdü, buna rağmen şiir beklentimin üzerine çıktı
-kürek mahkumuyum aşkının denizinde
özellikle bu bölüm, zira bu bölümü aşan pek çok betimleyici, ruha dokunan dizeler varken, bu bölüm aşkın esaretine dair yüce bir dize, ki kürek mahkumluğu, esaret halinin en zor, en dar geçitlerindendir, tebrik ve teşekkürlerimle Feyza Abla...