Sensiz Bir Kente Sığmak
Bütün düşlerin kanadığı o kentte yüreğim; düş(ük)lerden alev alev yanan o kentte...
Sıcaklığını yitirmiş bir ağustos soluğunda
Terkedilmişlerin feryadını çarpıyorken duvarlara rüzgâr
Yırtılıyordu kentin ana rahmi
Başlıyordu düş(ük)lerden kanamalar...
Masumiyeti çalınmış bir hayatın içindeydim
Aylardan temmuzdu
Buz gibiydi hava
Üşüyordum
Ve yangınların ortasında kalanları hatırlıyordu yüreğim
Bir şubat boşluğunda cayır cayır yananları
Sahi, kaç nisandan kovulmuş
Kaç eylül beklemiş geride kalanlar
Ve bu yüzler
Her biri yüreğim kadar yalnız yüzler...
Her gerçeğin mırıldandığı dudak aralığında
Kimselerin öpücüğü yoktu
Belki de bu yüzden
Yalanlar söylüyordu herkes...
Yalanlar söylüyorlardı
Bir dudak payı alıp
Isınmak adına
Ve içlerine çektikleri
Saflığını yitirmiş
Keskin
Zehir zıkkım bir hava...
Anladım ki bu kentte; her düşün düştüğü yerde bir düş izi var, ve o düş izlerinden başlıyordu kanamalar...
Adı yaşamaktı
Kalabalık ve gürültülü...
Adı yaşamaktı
Sıradan
Kangren ...
Adı aşktı
Her yeni yüze
Eski bir yüzün mührünü vuran...
Adı aşktı
Acıtan
Kanatan ...
Sensiz bir kente sığmak...
Kent o eski kent değil
Yani senin olduğun
Ve benim her akşamüstü sana doğru koştuğum
O eski kent değil artık..
Olmuyordu
Hangi özgürlüğe demir atsa gözlerim
Kendi renginden vuruluyordu
İllegaldi bir yüreğe dokunmak
Sarılmak
Ve özgürce bir aşkı kanamak
Yasak!!!
Hele de seni
Bir yüreğe saklamak...
Düşler bozmadım hiçbir gün ışığında
Ve hiçbir akşamüstlerinde düşleri kanatmadım
Kendimle bu kentte yaşamak için
Sensiz bu kente sığmalıydım
Sen gittin...
Önce kente bir yağmur yağdı, ve başladı çığlıkları kuşların
Sonrası yeni bir hayat
Düş bozumlarından kurtarabildiğim
Yeni bir hayat...
?'Hiç kimse vazgeçilmez değildir''
roman tadında bir şiir sığdırmışsınız kelimelere hükmen yenik düşmüş bir aşk zordur bilirim vazgeçmek kutlarım sizi saygılar