Sensizliğin Sessiz Yanı........
Ben aşk şarabı içip susarken sana,
Sen daha yıllanmaya yüz tutmuştun...
Kaldırım taşlarını arşınlarken ben
Sana gelen yollara çıksın sabahlar diye
Kırk takla atardım sahipsiz yokuşlarda...
Kuşun kanadında uçururken uçurtmalarını
Ben sensiz hüzünle yanan lambanın alevinde
Harlardım sensizliği...
Sen o sırada sigaramın dumanında
Zehir olup aydınlığıma pusu kurardın...
Ölüme güldüğüm anlarda ben
Soluğumda zift olurdun inceden...
Daha bir coşardı yüreğim
Ecelle oturur açık arttırma yapardım gizliden...
Uçurum anlarını tekrarlarken beynim
Sen gözlerinle iterdin beni boşluklara...
Yamacına yaslamak isterken bedenimi
Hiçliğinin hiçliğimle dansı başlardı aniden...
Hatıraları sineme bastıkça ben
Gönül gözüm kör olur mil çekerdi yüreğime derinden...
En çok senli yanları kanatırdı yaralarımı...
Ben hep sen olurdum bilmeden
Sende kaybolurdum istemeden...
Güllerden taç yaparken yokluğuna ben
Dikenden yüzük takardın parmaklarıma...
Sen sensizliğin sessiz yanı,
Ben hayatın anlamsızlığı olurdum hep...
Anlamına yüklerdim tümcelerimin yitikliğini
Sen benim anlatamadığım olurdun hep...
Aşk ihanetle aynı evde kalamıyormuş
Tek anlatabildiğim oldu bu hep...
Şimdi...
Işıklarını söndürdüğüm beynimde,
Karanlığında kör olmaya meyilliyim sevgili...
Sahi... Sende ışık var mı?
Ümitlerim her daim aydınlık kalmalı...
Işıklarını söndürdüğüm beynimde, Karanlığında kör olmaya meyilliyim sevgili... -____
vay vay vay... kör bakmaya meyil eden ışıl ışıl gözler..
kutlarım ablacım
sevgimle...