Ses Tutanakları
kulaklarıma doldurdum sesini
duymuyorum kimseyi...
yangından ilk kurtarılacak gibi duruyor vakur gülüşüyle karşımda
ekmek kokuyor elleri sıcacık
su veriyor ağaçlara,susuz kalmış kuşlara,kırmızı karıncalara
bütün çiçekçilerde adı geçen sarm'aşık
dört yanı yalnızlıkla çevrili bu rüyada
teslim oluyor ellerim şiir çizgili avucunda
kitap arasında kurutulmuş gül kurusu gibi duruyor vakur gülüşüyle karşımda
iki şekerli çay oluyor demli gözleri
kırılıyor fay hatlarım kâmuran dikiliyorum aynada
narları ayrılıyor gövdemin dokundukça hükümran elleri
ucu yırtık siyah beyaz resim gibi duruyor vakur gülüşüyle karşımda
parmaklarını çıtlatırken gece tavansız kalıyorum
ağzından düşen her kelimeyi fransızca öpüyorum
bir orman yanıyor dudaklarımda
bulutları içiyorum
bileklerimdeki parmak izlerine kırmızı jilet sürüyorum
mor bir ıslık dolanıyor boynumda soğuyorum
dibindeki yangını bile bile dalıyorum ırmağına
küllerimi denizlere emanet ediyorum
idam mangası gibi dizilmiş şehirler aramızda
hangisi vuruyor bu vuslatı faili meçhul
dipdiri duruyor iştahlı günah aşkın her çağında
yusuf'un yırtılan,ateş'ten gömleği sırtımızda
ellerimiz yanık buzul
...
ben kırılır sen içimde kalırsın
cesedim ruhuma ağır gelir
susarsa sesin...
Okan Kilit'e teşekkürlerimle.
bir gün çıkıp gelirsen eğer
hangi bahçede açmaz çiçekler
hangi deniz ılımaz
hangi bulut ıslatmaz ellerimizi
şimdi bir şarkı söylesen ölebilirim
kanatlarımı takıp uçabilirim bir kaç ülke uzağa
başkaldırabilirim utangaç bir yasağa
gözlerinden gülümseyebilirim tüm esmer yalanlara
tereddütlü bir şiir yazabilirim
her an başkenti ilan edilebilirim gözlerinin
tüm ormanlarımı yakabilirim
avuçlarımda esrik bir sancı bu gece
sılamı unutup yürüyorum bir göçe
şehirler vedalaşıyor en sevimli haliyle
boynumu büküp ıslatsamda bir gidişten artakalanları
içimde koca bir ordu uyurken hem de
tüm savaşları bitirip, bir rüyayı başa sarıyorum
lambayı kapatıp, boş yere yoruyorum kulaklarımı
oysa ben rüyaları sesli sanıyordum
kırılıyorsun, içinde kalıyorum
....
Teşekkürler Feyza, Teşekkürler Okan
Saygıyla
....
. , !
kulaklarıma doldurdum sesini
duymuyorum kimseyi...
bir hayalden çıkıp geliyorum
ömrümün tüm asfaltları ışıldıyor
sesin sesimde mahkum ediliyor
yargısız bir sevdayı ördüm saçlarında
bütün sokaklarımda çocukluğunu büyüttüm
ışıkların rengini yeniden boyadık
şimdi ne yöne baksak, umut
biliyor musun? alsan avuçlarımı göğsüne
kaç şehir kavrulur o ateşle
kaç mevsimi baştan yazarız
iklimler yıkanır gözlerimizde
bir işçinin aşksız mesaisine katık oluruz
ve tanığıyızdır tüm yorgun masalların günahına
şiirin fay hattı belirlenmiş gözlerde.... güzeldi, şiirdi, tutanaklara geçti şairem....
selam olsun o vakit👍👍👍