Sevda Gülücüğü

alıngan mahcupluğunda serpilir akşamsefası
hicran öyküleri asılır sahne arkasına günün
yeni oyunlarına çağırır kumpanya çıngırağı
aralıksız tirat taşır cırcırböceği
repliklerin büyüsü yağar
masum geceye
kulislerin karanlığına gizlenir öpücük sufleleri

perde...

oysa defalarca yaşanmaya gebedir hoyrat sarhoşluk
her umudun yüzünde filizlenir yeniden
bırakmaz peşini soyunuk mevsimlerin
boy salar ilkyaza

yıldızların bulanık bakışlarında dalar efsunlu düşlerine
dolunayın bulutsu saçlarında keyfini sürer
sonsuzluğun
sorgusuzca yüreğine sığınır çiy damlasının
nataraja'nın dansıyla düşer kozmik yeşile
mum alevi öpücükler kondurur utangaç dudağına
lotusun

nazlıdır
sevecendir
yaz kırmızısı başka yakışır gül yüze
en mutlu
en kırılgan anında döker sararan yapraklarını
sevda gününde
ilk güze...

zamansız eser hüzzam yeli
esir alır yeşeren duyguları
uslanmayan hoyratlığında kasırga
efil efil kar
küstahça koşturan tipi
kış beyazına bürünür sevda gülücüğü
yıllanan yorgunluğunca kapatır meneviş gözlerini
kızarık yanaklara konan utangan gamzelerde büzüşür
mevsim artığı günlerin aymazlığında dalar derin uykuya...


...ve
yeniden başlar başka sevdalarda
bitmeyen rüya...




01 eylül 2006