Sinemaların Çığlıkları Esiyor
Duyuyor musunuz!
Takvimlerin sararmış ayak sesi
Yılların eskiyen gizi
Ve gitgide uzaklaşan mazi
Ağlıyor.
Susuz Yaz susuzluğu haykırıyor
Yaşlarla vals yaparken gözleri.
Oysa unutulmuşluğu yansıyor afişlerden
Kimler geldi, kimler geçti zamanın içinden
Der gibi !
Nehirlerle akıyor "Senede Bir Gün"
Karlar düşüyor yazlık sinemalara
Kim bilir o sırada kim ...
Hüzünlü bir pencereden
Delice özlüyor mevsimleri
Ve iki filmli geceleri .
Frigocu kendi sesini unutmuş
Evdeki koltuğuna gömülmüş
Çünkü kendi salonundaymış artık ...
"Aşk'ı Memnu" sahneleri
Acaba?
Kim unutabilmiş ki, çılgın Bihter'i?
Duyuyor musunuz?
Gazoz şişesi seslerini
Oysa...
Sokak lâmbaları bile tanıdık değil artık
Ve kuruyemişçi .... sarı leblebi !
Hayat tozlarını bırakmış beyaz perdelere
Koltuklar eskimiş
Senelerin kırışığı yansımış Yılanların Öcü'ne
Şarkılar çalmıyor
Fakir kız... Zengin erkek de yok
Yalnız, sislere gizlenmiş ağır bir melânkoli
Fondaysa durgun, yitik bir melodi .
Sinemaların çığlıkları esiyor sokaklarda
Duyuyor musunuz?.
Zamanın en kuytularında
Cızırtılı ...
Deli deli !
( Dışarda, eski filmleri alırım diye bağıran bir ses.... Eskici!... )
6 yıl olmuş ben bu dizeleri yazalı ... zaman su gibi akıp geçmiş . Rüya gibi uçan yıllar .... Şiirimi günün şiiri seçen değerli Şiirkolik yönetimine ve tüm gönül dostlarıma ayrıca mesajlarıyla beni onurlandıran can dostlarıma sonsuz teşekkürler . Gününüze şiirler , kaleminize yıldızlar yağsın ... Çok teşekkürler , sevgiler , selamlar ....
Fevkalade güzel bir şiirdi doğrusu.
uzun bir aradan sonra sayfanızda şiir okumanın hazzına vardım
kelimeler bir bir özenle seçilmiş ve büyük bir itina ile dizlimişler mısralara.
kutlarım Nilgün hanımcım başarılarınız daim olsun.
bir demet kırmızı gül bıraktım şiirin ayak uçlarına.
Çocukluğumun hüzünlü yanı, Ansızın çıkageldin! Gecikmiş randevum, Çizemediğim mutluluk, Beynimin kıvrımlarında gezinen şipşirin özlem, Yazamadığım şiir, Telefonumu sevimli kılan ses, Yalın gülüş! Hoş geldin rüyama...
Seni öyle zor buldum ki, Seni seviyorum diyemedi ürkek yüreğim, Parmaklarımla cenneti çiziyorum dudaklarına, Hisset ve sus... .. kutlarım sayın PAKSOY
İlk gençliğimin tek tutkusu filmlerle o yıllarım yeniden gülümsedi bana. Amacınız da bu olsa gereklti sanırım. Bir nostalji yaşamak.ve yaşatmak. Çoğuna yabancıo kalan bu filmlerle büyüdük, İçimizdeki hüzünler ağlamaya çok elverişli yumuşaklıkta olması Türkan şoraylı filmlerin o yaşlarda ruhumuzu sarsmasındandır. Geçmişe onun bir parçasına duyulan özlem ki sinemalar bu yükü taşımak için seçilmiş.Yazlık Sinemalarım adında okuduğum bir yazıda da aynı duygular gelmişti."Mazi" bizi besleyen ırmaktır. Ama yeni nehirlerde sular da bizi bekliyor. Tebrikler.
tek kelime ile harika yüreğinize sağlik 👍👍