Sinemaların Çığlıkları Esiyor
Duyuyor musunuz!
Takvimlerin sararmış ayak sesi
Yılların eskiyen gizi
Ve gitgide uzaklaşan mazi
Ağlıyor.
Susuz Yaz susuzluğu haykırıyor
Yaşlarla vals yaparken gözleri.
Oysa unutulmuşluğu yansıyor afişlerden
Kimler geldi, kimler geçti zamanın içinden
Der gibi !
Nehirlerle akıyor "Senede Bir Gün"
Karlar düşüyor yazlık sinemalara
Kim bilir o sırada kim ...
Hüzünlü bir pencereden
Delice özlüyor mevsimleri
Ve iki filmli geceleri .
Frigocu kendi sesini unutmuş
Evdeki koltuğuna gömülmüş
Çünkü kendi salonundaymış artık ...
"Aşk'ı Memnu" sahneleri
Acaba?
Kim unutabilmiş ki, çılgın Bihter'i?
Duyuyor musunuz?
Gazoz şişesi seslerini
Oysa...
Sokak lâmbaları bile tanıdık değil artık
Ve kuruyemişçi .... sarı leblebi !
Hayat tozlarını bırakmış beyaz perdelere
Koltuklar eskimiş
Senelerin kırışığı yansımış Yılanların Öcü'ne
Şarkılar çalmıyor
Fakir kız... Zengin erkek de yok
Yalnız, sislere gizlenmiş ağır bir melânkoli
Fondaysa durgun, yitik bir melodi .
Sinemaların çığlıkları esiyor sokaklarda
Duyuyor musunuz?.
Zamanın en kuytularında
Cızırtılı ...
Deli deli !
( Dışarda, eski filmleri alırım diye bağıran bir ses.... Eskici!... )
sislere gizlenmiş ağır melankoli fonda ise yitik bir melodi
Nilgün Hanım şu edebi eserlere dokunduru yapılan şiirler var ya
bir gün ne zaman o noktaya ulaşabileceğim merak ediyorum
tebriklerimle Saygıyla...
Hayat tozlarını bırakmış beyaz perdelere Koltuklar eskimiş Senelerin kırışığı yansımış Yılanların Öcü'ne Şarkılar çalmıyor Fakir kız ... zengin erkek de yok Yalnız , sislere gizlenmiş ağır bir melânkoli Fondaysa durgun , yitik bir melodi .
Kutlarım abla yine güzel bir şiir okudum yüreğine sağlık...