Sobe
unut diyorsun
ölümü, acı çekmeyi unut
her yeni gün gözlerini açabildiğin ve alabildiğin nefes
güzelliğe ve yaşama dair bir umut diyorsun
unut diyorsun
dökülen yaprakların kulakları kemiren çığlıklarını
ve sert vuran dalgaların
senden sürükleyip götürdüklerini unut
umut diyorsun sana bakan bir çift göz varsa yanında
ve eğilip dinliyorsa kalbini
duyamayınca sesini
ellerini sıkıca tutuyorsa
sana sıcak bir tas çorba
ve zemzem oluyorsa kuruyan dudaklarına
bir avuç umut diyorsun
unut diyorsun
güneşin doğmadan battığını
ayın saklandığını sönmüş yıldızlara
denizlerin çekildiğini
bir yunus´un karnına
aralık ayazında ateşe yatırdığımı göğsümü
buzlarla yanık düşlerimi örttüğümü
karanlık ve nemli gece gibi gündüzleri
geçmeyen zamanı
yelkovan ve akrebin kavgasını
ve yüzümü çevirip tutunmaya çalıştığım ne varsa
avuçlarımdan akıp gitmesini
sen her şeyi unut diyorsun
unut...
yapayalnızsan
korkma
ölüm sana sen ölüme yakın
umut diyorsun
umut
sağım-solum- arkam ölüm
sıratın iki ucu gibi
umut ve unut
"tam ortasında annem- yüzü yüzümde-"
ellerim sende düşüyorum tut
Ah İstanbul sen her şeyi(e) unut diyorsun
un(m)ut...
s
o
b
e.....
Umuda olsun
Ş i i r...
Sevgiyle kalın...
Unutmak ve umut ikisi da hayatın gerçeklerinden. Güzel bir seslendirme ve kayda değer bir şiir kutlarım Hasan bey yürekten...👍