Son Kuşlar
Ey şair!
Sitem de kesmeyecek toprağı,
Burası Haramilerin gönül tapınağı,
Özgür uçuşlu kelebeğin kanadı da kırılacak,
Burası...burası ilkel insanların sunağı.
Burası...burasıi lkel insanların tapınağı.
O sunak ki sana kimlerden kalmış,
O sunak ki duvarlarına pislik bulaşmış.
Gönül bu kırmak ister kirlenmiş sunağı,
Gönül kırmak ister ama el kıramaz bu sunağı.
Sana gaipten kalmış olan o sunağın,
İnsan eliyle pislenmiş her yeri.
O artık Tanrının evi değil,
O artık haramılerin sunağı.
O sunağın bahçesinde ağaçlar vardı ya!
Eylülün Çocukları,
Ökseler yapıştırmışlar dallarına,
Bir bir tutuyorlar kuşları,
Ellerinde birer sapan,
Atıyorlar kafeslere kuşları.
Artık dallarda bülbüller ötmeyecek,
Son kuşlar da şimdi kafeste,
Kafas sıkkın mı sıkkın,
Yüzler solgun mu solgun,
Gönül yorgon mu yorgun,
Solgundur ağaçların dalları.
Ellerindeki kafeste, kuşlar;
Mutludur Eylül'ün çocukları.
Şairler ağlamaklı ve bezgin,
Ya Sait Faik'e ne demeli?
Ve Abasıyanık demişti ki,
Vurmayın o kuşları,
Bunlar doğanın son kuşları,
Anlamamıştı zamanın ahmakları.
Kırıktır kuşların kanatları,
Titrektir kuyrukları,
Dallara yasaktır uçuşları,
Kuşlar ölgün ve solgun,
Kalmamıştır dünyada umutları.
Ey! Mavi kanatlı kelebeğin uçuşuna hayran şairim,
Aç mezarını,
Gir şimdi içeri..
Hemen karşılayacaklar seni,
Keramen Katipilerinin melekleri.
Seni,
Keramen Katiplerinin melekleri sual ederse,
Bilmem mi diyeceksin onlara!
Bilesin,
Zebanilere gönderecekler seni,
İşte Gayya kuyusu orada,
Gir kapıdan içeri...
Kapının iki yanında durur,
Gayya kuyusunun Zebanileri.,
Ve bilinmez bir yerden ses gelir,
Atın son kuşları içeri...
Artık Gayya Kuyusu senin için kaynayacak,
Zebanilerle dans edecek birileri...
Bu,
Ruhun ateşle dansıdır,
Özgür kelebeğin son uçuşudur,
Mavi kanatlı kelebeğin kanadının kırılışıdır.
Ve de bu,
Özgürlüğün cehennem ateşinde kavruluşudur,
Son kuşların bu diyarlardan kovuluşudur...
Hüseyin Turan
Maçka/Sakızlı Köyü
Bu şiire yorumum geç oldu. Bu bir özürdür. Sait faik'in son kuşlar öyküde insanlığın hayvanlar karşısında acımasızlığı nasıl işlenmişse burada da Özgürlüğün imgesi olan kuşlar bambaşka lezzette verilmiş. Şiirin tadı bambaşka. Şair özgürlüğün dizelerini terennüm ederken sunaklarda tanrılara kanı akıtalacaktır.Sinop Hapisanesi'nin Şairler ve yazarlar akademisi diye de anıldığını çoğu bilir. Nazımdan Sabahattin Ali'ye yatmayan kalmamıştır özgürlük şairlerinden.Böyle bir şiirin tadı içimize ; adı ve şairi de aklımıza kazındı. Tebrikler Hüseyin Bey.
"Ve de bu, Özgürlüğün cehennem ateşinde kavruluşudur, Son kuşların bu diyarlardan kovuluşudur..."
gittikleri yerde nelerle karşılaşır, neleri nasıl yaşarlar bilinmez ama bilinen bir şey var ki "son kuşlar" artık burada değiller...
şiire gelince muhteşem. böylesi bir şiir ancak sizin dost yüreğinizden düşebilirdi sayfalara...
ne desem az kalır bu şiire. kutluyorum
Ve Abasıyanık demişti ki, Vurmayın o kuşları, Bunlar doğanın son kuşları, Anlamamıştı zamanın ahmakları. çok güzel👍👍👍
Vurmayın o kuşları, Bunlar doğanın son kuşları, Anlamamıştı zamanın ahmakları
çok güzel olmuş ama yitirilmeden anlamalı insan doğanın ne kadar düzenli olduğu ellememeli bozmamalı, bozmaya çalışmamalı bu düzeni 👍👍
Bu, Ruhun ateşle dansıdır, Özgür kelebeğin son uçuşudur, Mavi kanatlı kelebeğin kanadının kırılışıdır. 😙😙😙😙
ne güzel anlattın hocam, özgür kelebeğin son uçuşu😏😏😏
bunu düşünmek lazım diyorum👍👍👍👍 kutlarım👍👍👍