Söz Aynası Tükürürse Yüzüme....!
Yalnızlıklar ardındaki baharı bir gün gelicek,
Buz tutmuş hayallerin gerçeğe dönecek diye bekle...
Ama bu sefer karanlıklar ardındaki o hoyrat şatonun;
En karanlık ve en yüksek odasına hapsetme...
Mavi düşlerim bile kara karalıyor artık zihnime!
Hangi köşeye kaçsam,sığınsam ve saklansam,
Çığlık sesleri gösteriyor,hırçın bir çocuk gibi ele veriyor,
Tüm dünyamı avcunun içine alıp,
Anlamsız bir çember gibi vuruyor yerden yere...
Söyle ey şair yürekli...!
Susuşların ardında-mıymış en büyük haykırışlar?
Kelimeler de vurulup,yere düşer-miymiş sessizce,
Tükenir-miymiş insan son nefesini bile vermeden..
Neden dünya dönüp duruyor öyleyse.....?
En karışık en acı romandan da acıverirmiş,
Her zaman yediğin ekmeği bile yutamazmış insan..
Döner gelir diye beklermiş hayallerin ardından,
Geç öğrenir,geç tanışırmışsın.....'Herşey yalan..!'
Küçük dehlizlerde kaybolup gidermiş adımların,
Uçurumlar adını sayıklarmış uzun,derin gecelerde,
Yüreğin lal olur da duyamazmışsın kendini,
Bırakırmışsın ruhunu o keskin bıçak gibi sözlere..
Ve bir şarkının mısrası gibi tekrar eder dururmuşsun
Dünya.......Dünya neden böyle kahpe....?
Ağır gelirmiş;kimse tek bir kelime bile etmezken,
Bir aynalar....aynalar tükürürmüş yüzüne...!
Gözyaşının anlamı kalmazmış sicim sicim dökülürken,
Uzaklardan gelirmiş kendi sesin ve hatta nefesin..
Bir söz takılı kalır ayda..
''İşte bu, ezelden bilinmemiş, ebede kadar bilinmeyecektir."
---
Not:''İşte bu, ezelden bilinmemiş, ebede kadar bilinmeyecektir." sözü H. R. Gürpınar'dan alıntıdır...
yüreğine sağlık güzel bir şiir okuttun bize👍 kalemin daim olsun