Sükûtsuz Bir Ayrılık Ölüm

Bir sızının resmini asarak geleceğe
Zulmün en ağır taşlarını atıyorlar
Yerde kıvranırken saf bir beden
Kirli elleriyle kayıtlara geçiyorlar

Durgun, acılı bir çehre debeleniyor yerlerde
Kaç düşün içinde büyüttüğü umutları yüzünde
Derin bir çığlık atacak, tıkanmış sözcükleri izin verse
?Vurun kahpeye' yağmur yıkar kanını, kalmaz yerde.

Konuşsa çok şey anlatacak, yüreğini dökecek belki
Göğsündeki karanfilleri sunacak taş atan yobaz ellere
Kan sızılı saçlarını serecek, son kez gördüğü güneşe
Elleriyle okşayacak bedenindeki cenini son hamlede.

Hükmetmek zamana, mutlu seherler umarak yaşamdan
Musallasız ölümler ne kadar çok, tecellimiz hicrandan
Günahlar çıkartıyoruz biz gecelerin sorgulu kollarından
Sükûtsuz bir ayrılık ölüm, geçtik ah doyamadan yardan.

Gölgesi kaybolan bir patikadan iniyoruz her gün düze
Ruhumuzu kovalıyor gölge, mutluluk hep albümlerde
Kefen biçilemez nice bedenlerde sahte fatiha dillerde
Bir can daha düştü toprağa, uğurlayın hadi küfürlerle.

Göğsüme koy başını can, bizim yüreğimizde sevgi var
Aldırma düzenine dünyanın, öte dünyada da var bulutlar
Sil alnındaki ibret kanını, ruhunu elbet taşıyacak kuşlar
Biz saklarız günahının vebalini, dinsin yüreğindeki yaşlar.

03 Mayıs 2010 560 şiiri var.
Beğenenler (5)

Henüz beğenen olmamış...

Yorumlar (6)
  • 15 yıl önce

    Şiirlerinize söyleyecek ifade bulmakta zorlanıyorum kalem güçlü ...beğenmek düştü yine bana...👍👍