Suyun Bige'ye

"sen dik bir yokuştun
ve ben çok sigara içiyordum"
***
yarınları traş edilmiş bir ülkenin tam ortasında geçermiş masal
kağıt üzerinde birbirini itip kakan
heceler yüzdürürmüş m/adam
mâhirmiş hicaz efsâneler yaratmakta
sabun köpüğünün zamana direnememesini zûlden saymazsak
fizik ötesi kaygılar kaydırırmış su üzerinde
denizi filan taşlar
gerçeklerle beslenen
modifiye edilmiş yalanları varmış
bir çok kişi
âciz kelime mühendisi dermiş
oysa o
çizdiği resimlere anlatırmış en çok kendini
hissetmenin yüksek rakımlı tepelerinden seslenirmiş
kendi değil ellerinin buğusu yazarmış çoğu an
bâzen bir ada çayı
bâzen zerdeçallı bir parça çörek yetermiş
transa girmesine - transit delirmesine-
bâzen alkole karışmış ıtırlı bir şarkının kesif nağmeleri
Suyun Bige dermiş şiirler kendilerine!
hep beklentilerin izdüşümünde çalınırmış sazlar
bir mahkûmun son anları gibiymiş onda zaman
oysa alışıkmış koynunda kuşlarla uyumaya
boyunca şımartılmaya
sonu sormanın umursamaz cevabını boyarmış avucundaki fırçalar
sanki çıkagelip diyecekmiş gibi biri
"vakit tamam"
adına en çok şiir yazılan m/adam apoleti taşırmış dik yakalı omuzlarında
Suyun Bige’den tut Sahara’ya dek tüm yollar ona çıkarmış
gizemli patikalarda sürünen şiirlerde
şimdi pek haşır neşirmiş diyorlar martılarla
keder dokuyormuş boyuna
Büyükada Kanlıca arası bir yerde
ak vurmuş saçlarını sürüye sürüye
törpülenmiş diyorlar eski hırsı
ve konuşmaz olmuş dili
o şiirin finâlinden sonra
" benden sonra sevmedin, sevemedin kimseyi"
Serhat Akdeniz
.
Naçiz karalamama göz atan, okuyan, gölge düşüren, tüm dostlara kucak dolusu teşekkürlerimle. ( bir kişi hariç 😂).
Şiir, yokuşla başladı da şair yolun kenarındaki ağacın kokusuna şekil verecek finalde Kanlıca var ama sırası değil şimdi bahsinin. Madam apolet gelince göz gözü görmüyor, öyle gizemli, araştırınca Bige'yi tarih sahnesinde bir de mahareti. Taşa yazılmış, suya söylemiş şiiri çok sevmiş belli ki.
Şiir kristal gibi parlıyor çevirdikçe her yönünü. Şairi tebrik etsem yetersiz bir de teşekkür etmek okuyanı için sevinç.
Uzun zaman firar etmişti Serhat Akdeniz bizim sayfalardan, dönüşü muhteşem. Hayatın ve aşkın anlamlandırılması pek de diğer şairlere benzemiyor, işte fark da burada ortaya çıkıyor zaten... Sigara meselesine gelince o da dili geçmiş zaman olarak yer almış olsun mısralarda umalım ki... Kutlarım içtenlikle...
Serhat Bey yüreğine, emeğine sağlık, harika şiirin için..!
Beğeni ile okudum tebrik ederim saygılar