Tam Zamanı Sustum
geceler başlayınca düş dokunur
aşk pervasız, şarkılar vicdansız
yüreğim kalkar duysam sesini
---------------------------------insafsız
eskidi eşyalar hiç önemi yok
eskiyen sadece onlar değildi...
nereden nereye bir cevabım
-------------------------------------yok
yankısını koynuna basmış kayalar
denizi ağlatır intihar eden dalga
bir yandan yakamoz bir tarafda
------------enginlerde derin sükut
gülümsemen karanlığıma ışıktı
kalbimden geçmişti diyeceğin
yüzünü harenlendirecek sözüm
---------------------------------------yok
camlarda yar yüzü çağırmadan
hadi yıldızlar gidelim bu akşam
ihbar ay'dan, tutuklamadan bizi
------------------------------------rüzgar
seninle bir ağızdan söyler iken
güzeldi tüm şarkılar...
-----tam burada sustum------
harika baldede..
su gibi ...
tebrik çok.. sevgimle...
Yazım hatalarıyla dolu oldu yorumum tam yorum yazarken hanım yakın gözlüğünü isteyince garip cümleler oldu yazdıklarım... Özür dileyerek düzeltme yapıyorum. "Sevgiliye sitemle başlayan ilk bölümde her şey aşk için hazır; gece,aşkın pervasızlığı, yakıcı şarkılarve hasret.. Bu durumda şairin bir esin içinde olması kaçınılmaz. Öyle de oluyor.Eşyaların eskimesi..Ben Murathan Mungan'da eşya ve onun çağrıştırdığı anılar betimlemelerini bulurum. Tahsin Yücel'in de Kumru ile Kumru romanı yine eşye-insan ilişkisi üzerine yazılmıştı. Fransız romanı Tefeci Gobzec 'de de böyle bir eşya insan ilşkisini buluyoruz. Şair eskiyen eşyalar sözüyle eskiyen anıları imgelemiş.Acısında deniz ,dalga sesizliğiyle onun iç haline eşlik ediyor.Oysa şair onun gülümsemesini anımsıyor ki bu, bir ışık, bir mutlulukken artık o mutluluk da çok gerilerde kalmıştır. Şiirde bilinen geçmiş zaman kipinin kullanılması da geçmiş günlerin gerilerde kaldığını belirtmede yardımcı oluyor. Şairle elemli bir çevrede gezindim şiirle.Tebrikler Rıza Bey.
Sevgiliye sitem başlayan ilk bölümde her şsy aşk için hazır, gece ve aşkın pervasızlığı, yakıcı şarkılarve hasret.. bu durumda şairin bir esin içinde olması kaçınılmaz. Öyle de oluyor.Eşyaların eskimesi.. ben Murathan Mungan'da eşya ve onun çağrıştırdığı anılar betimlemelerini bulurum. tahsin Yücel'in de Kumru ile Kumru romanı yine eşyeinsan ilişkisi üzerine yazılmıştı. Fransız romanı Refeci Gobzec 2de de böyle bir eşya insan ilşkisini buluyoruz. Şair eskiyen eşyalarla eskiyen anıları imgelemiş.Acısında deniz dalga sesizliğiyle onun iç haline eşlik edeiyor.oysa onun gülümsemesini anımsıyor ki bir ışık bir mutlulukken artık o mutlulukda çok gerilerde kalmış. Şiirde bilinen geçmiş zaman kipinin kullanılması da geçmiş günlerin gerilerde kaldığını vermede aracı oluyor. şairle elemli bir çevrede gezindik şiirle. tebrikler Rıza Bey.